BAKARA SURESİ 20. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
يَكَادُ الْبَرْقُ يَخْطَفُ أَبْصَارَهُمْ كُلَّمَا أَضَاء لَهُم مَّشَوْاْ فِيهِ وَإِذَا أَظْلَمَ عَلَيْهِمْ قَامُواْ وَلَوْ شَاء اللّهُ لَذَهَبَ بِسَمْعِهِمْ وَأَبْصَارِهِمْ إِنَّ اللَّه عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿٢٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
yekâdu
el berku
yahtafu
ebsâre-hum
kullemâ
edâe
lehum
meşev
fî-hi
ve izâ
azleme
aleyhim
kâmû
ve
lev
şâe
allâhu
le zehebe
bi sem'i-him
ve ebsâri-him
inne
allâhe
alâ
kulli şey'in
kadîrun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yekâdu | neredeyse (olacak) |
el berku | şimşek |
yahtafu | kamaştırır, kapıp alır, alacak, kapacak |
ebsâre-hum | onların gözleri |
kullemâ | her zaman, her defa |
edâe | aydınlattı |
lehum | onlar, onları |
meşev | yürüdüler |
fî-hi | onun içinde, onda |
ve izâ | ve olduğu zaman |
azleme | karanlık çöktü |
aleyhim | onların üzerine |
kâmû | ayakta kaldılar |
ve | ve |
lev | eğer, ise |
şâe | diledi |
allâhu | Allah |
le zehebe | elbette giderdi |
bi sem'i-him | onların işitmesi |
ve ebsâri-him | ve onların görmesi |
inne | hiç şüphesiz, muhakkak |
allâhe | Allah |
alâ | üzerine, ... e |
kulli şey'in | herşey |
kadîrun | kaadir, gücü yeten |
Şimşek neredeyse onların gözlerini kamaştırır. Onları her aydınlatmasında onun (ışığında) yürürler. Ve onların üzerlerine karanlık çökünce de dikilip kalırlar. Ve eğer Allah dileseydi, onların duymalarını da görmelerini de elbette giderirdi. Muhakkak ki Allah, herşeye kâdirdir (herşeye gücü yeter).
BAKARA SURESİ 20. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıp alıverecek, şimşek çakıp çevreleri aydınlanınca hareket ederler, karanlık üzerlerine çökünce oldukları yerde çakılıp kalırlar. Eğer Allah dileseydi onları kör ve sağır ediverirdi. Şüphesiz Allah'ın herşeye gücü yeter.
Abdullah Parlıyan