BAKARA SURESİ 229. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
الطَّلاَقُ مَرَّتَانِ فَإِمْسَاكٌ بِمَعْرُوفٍ أَوْ تَسْرِيحٌ بِإِحْسَانٍ وَلاَ يَحِلُّ لَكُمْ أَن تَأْخُذُواْ مِمَّا آتَيْتُمُوهُنَّ شَيْئًا إِلاَّ أَن يَخَافَا أَلاَّ يُقِيمَا حُدُودَ اللّهِ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلاَّ يُقِيمَا حُدُودَ اللّهِ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِمَا فِيمَا افْتَدَتْ بِهِ تِلْكَ حُدُودُ اللّهِ فَلاَ تَعْتَدُوهَا وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ اللّهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ ﴿٢٢٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
et talâku | boşamak |
merratâni | iki kere |
fe | artık, bundan sonra |
imsâkun | tutmak |
bi ma'rûfin | iyilik ile, örf ve adete uygun olarak |
ev | veya |
tesrîhun | bırakmak, serbest bırakmak |
bi ihsânin | ihsan ile |
ve lâ yahıllu | ve helâl olmaz |
lekum | sizin için, size |
en te'huzû | almanız |
mimmâ (min mâ) | şeyden |
âteytumû-hunne | onlara verdiniz |
şey'en | bir şey |
illâ | ancak, hariç |
en yehâfâ | korkmaları |
ellâ yukîmâ | ikame edememek, ayakta tutamamak, yerine getirememek |
hudûda allâhi | Allah'ın hudutları, sınırları |
fe | o zaman, bu durumda, o taktirde |
in hıftum | eğer korkarsanız |
ellâ yukîmâ | ikame edememek, ayakta tutamamak, yerine getirememek |
hudûda allâhi | Allah'ın hudutları, sınırları |
fe | o zaman, bu durumda |
lâ cunâha | günah yoktur |
aleyhimâ | onların ikisi üzerine, ikisine |
fî | hakkında |
mâ | şey |
iftedet | fidye (mehr) verdi |
bi-hi | ona |
tilke | işte o, bu (bunlar) |
hudûda allâhi | Allah'ın hudutları, sınırları |
fe | o zaman, artık |
lâ ta'tedû-hâ | onu aşmayın |
ve men | ve kim |
yeteadde | aşıyor, aşar |
hudûda allâhi | Allah'ın hudutları, sınırları |
fe | o zaman, işte |
ulâike | işte onlar |
hum(u) ez zâlimûne | onlar zalimler, haksızlık edenler |
Boşanma iki keredir. Bundan sonra (kadın) ya ma’rufla (örf ve adete uygun olarak) iyilikle tutulur veya ihsanla serbest bırakılır. Kadınlarınıza verdiklerinizden bir şey (geri) almanız sizin için helâl olmaz. Ancak ikisi de, Allah’ın (evlilik hakkındaki) hududunu gereği üzere yerine getiremeyeceklerinden (ayakta tutamayacaklarından) korkmaları hariç. O zaman siz de eğer, Allah’ın bu hududunu ikame edemeyeceklerinden (gereği üzere yerine getirimeyeceklerinden) korkarsanız, bu durumda kadının (ayrılmak için) verdiği fidye konusunda her ikisinin üzerine de günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın hudutlarıdır.Artık onları (Allah’ın hudutlarını) aşmayın. Kim Allah’ın hudutlarını aşarsa işte onlar, onlar zâlimlerdir.
BAKARA SURESİ 229. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Boşanma iki defadır. Ondan sonrası ya devamdır ya da geri dönmesiz serbest bırakmadır. Karılarınıza verdiklerinizden bir şeyi (boşanma yüzünden) geri almanız helal değildir. Eğer karı ve koca Allâh hudutları içinde yaşamakta zorlanırlarsa, kadının erkekten aldıklarını iade ederek boşanma isteme hakkı vardır ve bundan dolayı suçlu olmaz. İşte bunlar Allâh'ın size koyduğu sınırlardır ki sakın aşmayın. Kim sınırları aşarsa nefsine zulmedenlerden olur.
Ahmed Hulusi