BAKARA SURESİ 237. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَإِن طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِن قَبْلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ وَقَدْ فَرَضْتُمْ لَهُنَّ فَرِيضَةً فَنِصْفُ مَا فَرَضْتُمْ إَلاَّ أَن يَعْفُونَ أَوْ يَعْفُوَ الَّذِي بِيَدِهِ عُقْدَةُ النِّكَاحِ وَأَن تَعْفُواْ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَى وَلاَ تَنسَوُاْ الْفَضْلَ بَيْنَكُمْ إِنَّ اللّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ ﴿٢٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve in tallaktumû-hunne | ve eğer onları boşarsanız |
min kabli | önceden, daha önce |
en temessû-hunne | onlara dokunmanız |
ve kad | ve olmuştur |
farad-tum | size farz kılındı |
lehunne | onlar için, onların |
farîdaten | takdir edilen (farz kılınan) miktar, mehir |
fe | o zaman, o taktirde |
nısfu | yarısı |
mâ faradtum | sizin farz kıldığınız miktar, mehir |
illâ | ancak, hariç |
en ya'fûne | affetmeleri |
ev | veya |
ya'fuve | affeder |
ellezî | ki o, kimse |
bi yedi-hî | onun elinde |
ukdetun | ahid, söz, bağ |
en nikâhı | nikâh |
ve en ta'fû | ve sizin affetmeniz |
akrabu | daha yakın |
li et takvâ | takvaya, takva sahibi olmanıza |
ve lâ tensevu | ve unutmayın |
el fadla | fazl, fazilet |
beyne-kum | sizin aranızda |
inne allâhe | muhakkak ki Allah |
bi mâ ta'melûne | yaptığınız şey(ler)i |
basîrun | en iyi gören |
Ve onlar için bir mehir taktir ettiyseniz ve eğer onlara dokunmadan önce boşarsanız, o zaman onlar için (farz olarak) takdir edilen mehirin yarısını vermek size farz kılınmıştır. (Kadınların) bunu affetmesi (vazgeçmesi) veya nikâh ahdi elinde bulunanın (erkeğin) affetmesi (diğer yarısını da kadına bağışlaması) hariç. Sizin affetmeniz (diğer yarısını da vermeniz) takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızı çok iyi görendir.
BAKARA SURESİ 237. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer, yahut nikâh bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler,) Sizin affetmeniz (müsâmaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvâya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allâh, yaptıklarınızı görür.
Süleyman Ateş