Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


وَقَالَ لَهُمْ نَبِيُّهُمْ إِنَّ اللّهَ قَدْ بَعَثَ لَكُمْ طَالُوتَ مَلِكًا قَالُوَاْ أَنَّى يَكُونُ لَهُ الْمُلْكُ عَلَيْنَا وَنَحْنُ أَحَقُّ بِالْمُلْكِ مِنْهُ وَلَمْ يُؤْتَ سَعَةً مِّنَ الْمَالِ قَالَ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاهُ عَلَيْكُمْ وَزَادَهُ بَسْطَةً فِي الْعِلْمِ وَالْجِسْمِ وَاللّهُ يُؤْتِي مُلْكَهُ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ ﴿٢٤٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâle lehum nebiyyu-hum inne allâhe kad bease lekum tâlûte meliken kâlû ennâ yekûnu lehu el mulku aleynâ ve nahnu ehakku bi el mulki min-hu ve lem yu'te seaten min el mâli kâle inne allâhe estafâ-hu aleykum ve zâde-hu bestaten fî el ilmi ve el cismi ve allâhu yu'tî mulke-hu men yeşâu ve allâhu vâsiun alîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâle ve dedi
lehum onlara
nebiyyu-hum onların peygamberi
inne muhakkak ki
allâhe Allah
kad olmuştu
bease görevli kıldı
lekum sizin için, size
tâlûte Talut
meliken melik olarak
kâlû dediler
ennâ nasıl (olur)
yekûnu olur
lehu onun
el mulku melik, hükümdar
aleynâ bizim üzerimize, bize
ve nahnu ve biz
ehakku daha çok hak sahibi
bi ... e
el mulki melik, hükümdar
min-hu ondan
ve lem yu'te ve verilmedi
seaten genişlik, bolluk
min el mâli maldan, varlıktan
kâle dedi
inne muhakkak ki
allâhe Allah
estafâ-hu onu seçti
aleykum sizin üzerinize
ve zâde-hu ve ona artırdı
bestaten genişlik, kuvvet, üstünlük
fî el ilmi ilimde, bilgide
ve el cismi ve cisim (vücut)
ve allâhu ve Allah
yu'tî verir
mulke-hu mülkünü
men yeşâu dilediği kimse
ve allâhu ve Allah
vâsiun vasi olan, ihatası geniş olan (rahmeti ve
alîmun en iyi bilen

Onların Peygamber’i onlara dedi ki: “Muhakkak ki Allah, sizin için melik olarak Talut’u beas etmişti (görevlendirmişti).” Dediler ki: “Bizim üzerimize onun melikliği nasıl olur? Melikliğe biz ondan daha çok hak sahibiyiz (daha çok lâyıkız). Ve de ona maldan bir genişlik (servetçe bolluk) verilmedi.” (Peygamber de) “Muhakkak ki Allah, onu sizin üzerinize (melik) seçti ve onun ilmini (bilgisini) ve cismini (kuvvetini) artırdı. Ve Allah, mülkünü dilediği kimseye verir. Ve Allah, Vâsi’dir (rahmeti ve ilmi herşeyi ihata eder), Alîm’dir (en iyi bilendir).

BAKARA SURESİ 247. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Peygamberleri onlara; “Allah size Talut’u hükümdar olarak gönderdi” dedi. Onlar; “O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyığız. Ona zenginlik de verilmemiştir” dediler. Peygamberleri şöyle dedi: “Şüphesiz Allah, onu sizin üzerinize (hükümdar) seçti, onun bilgisini ve gücünü arttırdı.” Allah mülkünü (çalışmakla elde edilemeyen şeyleri, yani; Peygamberlik ve Peygamberlere verilen Mucizeleri) dilediğine (insanların içinden seçtiği Rasûllere) verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.

Sadık Türkmen