BAKARA SURESİ 25. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَبَشِّرِ الَّذِين آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ كُلَّمَا رُزِقُواْ مِنْهَا مِن ثَمَرَةٍ رِّزْقاً قَالُواْ هَذَا الَّذِي رُزِقْنَا مِن قَبْلُ وَأُتُواْ بِهِ مُتَشَابِهاً وَلَهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿٢٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve beşşir | ve müjdele |
ellezîne âmenû | âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler |
ve amilû | ve yaptılar |
es sâlihâti | salih ameller, nefsi tezkiye edici |
enne | olduğunu |
lehum cennâtin | onlar için cennetler vardır |
tecrî | akar |
min tahti-hâ | onun altından |
enhâru | nehirler |
kullemâ | her seferinde, her defasında |
ruzikû | rızıklandırılırlar |
min-hâ | on(lar)dan, oradan (orada) |
min semeretin | ürünlerden, mahsullerden, meyvelerden |
rızkan | rızık olarak |
kâlû | dediler |
hâzellezî (hâzâ ellezî) | bu ki (o şey) |
ruzık-nâ | biz rızıklandırıldık |
min kablu | önceden, daha önce |
ve utû | ve verildi |
bi-hi muteşâbihan | ona benziyen, ona benzer |
ve lehum | ve onlar için (vardır) |
fî-hâ ezvâcun | orada eşler |
mutahharatun | temiz olan, temiz |
ve hum | ve onlar |
fî-hâ hâlidûne | orada devamlı kalacak olanlar |
Ve âmenû olup, ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amelde bulunanlar için altlarından nehirler akan cennetler olduğunu müjdele. Oradaki meyvelerden ve mahsullerden bir rızıkla her rızıklandırılışlarında “İşte bu bizim daha önce de rızıklandırıldığımız (yediğimiz) şeydir.” dediler. Ve ona (dünyadaki rızıklarına) benzer (lezzet ve nefaset bakımından çok üstünü) verilmiştir. Onlar için orada temiz eşler vardır. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır.
BAKARA SURESİ 25. Ayeti Süleyman Ateş Meali
İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine âit olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıkça: "Bu, daha önce de rızıklandığımız şeydir, (dünyâda iken de bu rızıktan yemiştik)" derler. (Cennetteki bu rızık), onlara, o(dedikleri)ne benzer verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır.
Süleyman Ateş