Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ مِّنْهُم مَّن كَلَّمَ اللّهُ وَرَفَعَ بَعْضَهُمْ دَرَجَاتٍ وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ وَلَوْ شَاء اللّهُ مَا اقْتَتَلَ الَّذِينَ مِن بَعْدِهِم مِّن بَعْدِ مَا جَاءتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَلَكِنِ اخْتَلَفُواْ فَمِنْهُم مَّنْ آمَنَ وَمِنْهُم مَّن كَفَرَ وَلَوْ شَاء اللّهُ مَا اقْتَتَلُواْ وَلَكِنَّ اللّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ ﴿٢٥٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

tilke er rusulu faddalnâ ba'da-hum alâ ba'din min-hum men kelleme allâhu ve rafea ba'da-hum derecâtin ve âteynâ îsâ ibne meryeme el beyyinâti ve eyyednâ-hu bi rûhi el kudusi ve lev şâe allâhu mâ iktetele ellezîne min ba'di-him min ba'di mâ câet-hum el beyyinâtu ve lâkini ihtelefû fe min-hum men âmene ve min-hum men kefere ve lev şâe allâhu mâ iktetelû ve lâkinne allâhe yef'alu mâ yurîdu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
tilke o
er rusulu resûller
faddalnâ biz faziletli kıldık, üstün kıldık
ba'da-hum onların bir kısmı
alâ ba'din diğerlerinin üzerine, diğerlerine
min-hum onlardan
men kim, kimi
kelleme allâhu Allah konuştu
ve rafea ve yükseltti
ba'da-hum onların bir kısmı
derecâtin dereceler
ve âteynâ ve biz verdik
îsâ ibne meryeme Meryem(in) oğlu İsa
el beyyinâti beyyineler, açıklamalar, ispat vasıtaları
ve eyyednâ-hu ve onu destekledik
bi rûhi el kudusi (takdis edilmiş) kutsal ruh ile (Cebrail A.S ile)
ve lev şâe allâhu ve eğer Allah dileseydi
mâ iktetele öldürmezler (karşılıklı, birbirlerini)
ellezîne min ba'di-him onlardan sonrakiler
min ba'di sonradan
mâ câet-hum onlara gelen şey
el beyyinâtu beyyineler, deliller, ispat vasıtaları
ve lâkini ve lâkin, fakat
ihtelefû ayrılığa, ihtilâfa düştüler
fe min-hum artık onlardan, o zaman onlardan
men âmene kimi îmân etti, Allah'a ulaşmayı diledi
ve min-hum ve onlardan
men kefere kimi inkâr etti
ve lev şâe allâhu ve eğer Allah dileseydi
mâ iktetelû öldürmezler (karşılıklı, birbirlerini)
ve lâkinne allâhe ve lâkin Allah
yef'alu yapar
mâ yurîdu dilediği şeyi

İşte Biz, o resûllerden bir kısmını, diğerlerinin üzerine faziletli kıldık. Allah, onlardan kimiyle konuştu, kimini de derecelerle yükseltti. Ve Biz, Meryem’in oğlu İsa’ya beyyineler verdik. Ve onu Ruh’ûl Kudüs ile destekledik (doğruladık). Eğer Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, kendilerine beyyineler (ispat vasıtaları) geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin ayrılığa düştüler. O zaman onlardan kimi îmân etti, kimi de inkâr etti. Eğer Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin Allah, dilediği şeyi yapar.

BAKARA SURESİ 253. Ayeti Ümit Şimşek Meali

İşte bu peygamberlere Biz birbirinden farklı üstünlükler verdik. Onlardan kimiyle Allah bizzat konuştu; bazılarını da derece derece yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya ise apaçık deliller verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Eğer Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, kendilerine bu kadar açık deliller ulaşmışken birbirleriyle çatışmazlardı. Lâkin anlaşmazlığa düştüler ve onlardan iman eden de oldu, inkâr eden de. Allah dileseydi onlar birbirleriyle çatışmazlardı; fakat Allah murad ettiği şeyi yapar.

Ümit Şimşek