BAKARA SURESİ 255. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ ﴿٢٥٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
allâhu | Allah |
lâ ilâhe | ilâh yoktur |
illâ | ancak, sadece, den başka |
huve | o |
el hayyu | hayy olan, diri olan, canlı olan |
el kayyûmu | kayyum olan, zatı ile daimî, bâki olan, herşeyi (kâinatı) idare eden |
lâ te'huzu-hu | onu almaz (ona olmaz) |
sinetun | uyuklama hali |
ve lâ nevmun | ve uyku yoktur, olmaz |
lehu | onun |
mâ fî es semâvâti | göklerde olan şeyler |
ve mâ fi el ardı | ve yeryüzünde olan şeyler |
men zâ | kim sahiptir (yetkiye sahiptir) |
ellezî | o kimse ki, o ki |
yeşfeu | şefaat eder |
inde-hu | onun katında, yanında |
illâ | ancak, sadece, den başka |
bi izni-hi | onun izni ile |
ya'lemu | bilir |
mâ beyne eydî-him | onların elleri arasında olan şeyler, onların önlerindeki |
ve mâ halfe-hum | ve onların arkalarında olan şeyler |
ve lâ yuhîtûne | ve ihata edemez, kavrayamaz, |
bi şey | bir şey |
min ilmi-hi | onun ilminden |
illâ | ancak, hariç, den başka |
bi mâ şâe | dilediği şey, dilediği |
vesia | (geniştir) kapladı, kuşattı, kapsadı |
kursiyyu-hu | onun kürsüsü |
es semâvâti | semalar, gökler |
ve el arda | ve arz, yeryüzü |
ve lâ yeûdu-hu | ve ona ağır, zor gelmez |
hıfzu-humâ | onları (o ikisini) koruma, muhafaza etme |
ve huve | ve o |
el aliyyu | âlâ, çok ulu, çok yüce |
el azîmu | azîm, büyük |
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır). Hayy’dır Kayyum’dur. O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. Göklerde ve yerde olan herşey O’nundur. O'nun izni olmadan, O’nun katında kim şefaat etme yetkisine sahiptir? Onların önlerinde ve arkalarında olanları (geçmiş ve geleceklerini) bilir. Ve O’nun lminden, O’nun dilediğinden başka bir şey ihata edemezler (kavrayamazlar). O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Ve o ikisini muhafaza etmek (yerlerin ve göklerin dengesini korumak, gözetmek), Kendisine zor gelmez ve O Alâ’dır (çok yücedir), Azîm’dir (çok büyüktür).
BAKARA SURESİ 255. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Allâh O, tanrı yoktur sadece HÛ! Hayy ve Kayyum (yegâne hayat olan ve her şeyi kendi isimlerinin anlamı ile ilminde oluşturan - devam ettiren); O'nda ne uyuklama (âlemlerden bir an için olsun ayrılık), ne de uyku (yaratılmışları kendi hâline bırakıp kendi Zâtî dünyasına çekilme) söz konusudur. Semâlarda ve arzda (âlemlerdeki tümel ilim ve fiiller boyutunda) ne varsa hepsi O'nundur. Nefsinin hakikati olan Esmâ mertebesinden açığa çıkan kuvve olmaksızın (biiznihi) O'nun indînde kim şefaat edebilir. . . Bilir onların yaşadıkları boyutu ve algılayamadıkları âlemleri. . . O'nun dilemesi (elvermiş olması) olmadıkça ilminden bir şey ihâta edilemez. Kürsüsü (hükümranlık ve tasarrufu {rubûbiyeti}) semâları ve arzı kapsamıştır. Onları muhafaza etmek O'na ağır gelmez. O Alîy (sınırsız yüce) ve Aziym'dir (sonsuz azamet sahibi).
Ahmed Hulusi