BAKARA SURESİ 257. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
اللّهُ وَلِيُّ الَّذِينَ آمَنُواْ يُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّوُرِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ أَوْلِيَآؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُم مِّنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُمَاتِ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿٢٥٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
allâhu | Allah |
velîyyu | dost |
ellezîne | onlar |
âmenû | âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler |
yuhricu-hum | onları çıkarır |
min ez zulumâti | zulmetten, karanlıklardan |
ilâ en nûri | nura, aydınlığa |
ve ellezîne | ve onlar |
keferû | inkâr ettiler |
evliyâu-hum | onların dostları |
et tagûtu | tagut, şeytan ve avanesi, insan ve cin şeytanlar |
yuhricûne-hum | onları çıkarırlar |
min en nûri | nurdan, aydınlıktan |
ilâ ez zulumâti | zulmete, karanlıklara |
ulâike | işte onlar |
ashâbu | halk, ehli |
en nâri | ateş |
hum | onlar |
fî-hâ | orada |
hâlidûne | ebedî kalacak olanlar |
Allah, âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.
BAKARA SURESİ 257. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Allah, iman edenlerin velisi, koruyucusu, emrinde oldukları otoritedir. Onları şüphe, inkâr ve cehalet karanlıklarından, hidayet, iman ve ilim aydınlığına, nura çıkarır.
Ahmet Tekin
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuuraltına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin velileri de putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörler, idareler şeytanî güçlerdir, tâğuttur. Onları hidayet, iman ve ilim aydınlığından, nurdan; şüphe, inkâr ve cehalet karanlıklarına götürürler. Onlar cehennemliktirler. Onlar orada ebedî kalırlar.