BAKARA SURESİ 260. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ أَرِنِي كَيْفَ تُحْيِي الْمَوْتَى قَالَ أَوَلَمْ تُؤْمِن قَالَ بَلَى وَلَكِن لِّيَطْمَئِنَّ قَلْبِي قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِّنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلَى كُلِّ جَبَلٍ مِّنْهُنَّ جُزْءًا ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْتِينَكَ سَعْيًا وَاعْلَمْ أَنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ ﴿٢٦٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve iz kâle | ve demişti |
ibrâhîmu | İbrâhîm |
rabbî | Rabbim |
eri-nî | bana göster |
keyfe | nasıl |
tuhyi | diriltiyorsun, hayy yapıyorsun, |
el mevtâ | ölüler |
kâle | dedi |
e ve lem tu'min | ve inanmıyor musun |
kâle | dedi |
belâ | hayır, bilâkis, tam aksi (evet) |
ve lâkin | ve lâkin, fakat |
li yatmainne | tatmin olması için |
kalbî | benim kalbim |
kâle | dedi |
fe | o zaman, öyleyse |
huz | al, tut |
erbeaten | dört |
min et tayri | kuşlardan |
fe | böylece, sonra |
surhunne ileyke | (sana) yanına al, parçala |
summe | sonra |
ic'al | kıl, yap, koy |
alâ | üzerine, ... e |
kulli | hepsi, her |
cebelin | dağ |
min-hunne | onlardan |
cuz'en | bir parça |
summe | sonra |
id'u-hunne | onları çağır |
ye'tîne-ke | sana gelirler, gelecekler |
sa'yen | koşarak |
va'lem | ve bil |
enne allâhe | Allah'ın ..... olduğunu |
azîzun | azîz, üstün |
hakîmun | hakim, hüküm sahibi |
Hz. İbrâhîm: “Rabbim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.” demişti. (Allah) “İnanmıyor musun?” buyurdu. (Hz. İbrâhîm de): “Evet (inanıyorum). Fakat kalbimin tatmin olması için.” dedi. “Öyleyse kuşlardan dört tane tut, sonra onları kendine alıştır (parçalayıp) her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Ve Allah’ın, Azîz (ve) Hakîm olduğunu bil!”
BAKARA SURESİ 260. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali
Ve hani İbrâhîm: 'Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster!' demişti. (Rabbi ise:) 'Yoksa inanmadın mı?' buyurdu. (İbrâhîm:) 'Hayır (inandım), fakat kalbimin mutmain olması için (istiyorum)' dedi. (Bunun üzerine Rabbi) buyurdu ki: 'Öyle ise kuş(lar)dan dört tâne yakalayıp onları kendine alıştır, sonra (onları kesip parçala,) her bir dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır, (bak nasıl) koşarak sana geleceklerdir!' Artık bil ki şübhesiz Allah, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
Hayrat Neşriyat