BAKARA SURESİ 264. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُبْطِلُواْ صَدَقَاتِكُم بِالْمَنِّ وَالأذَى كَالَّذِي يُنفِقُ مَالَهُ رِئَاء النَّاسِ وَلاَ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَأَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْدًا لاَّ يَقْدِرُونَ عَلَى شَيْءٍ مِّمَّا كَسَبُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ ﴿٢٦٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey |
ellezîne | onlar |
âmenû | âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler |
lâ tubtılû | bâtıl (iptal) etmeyin, boşa çıkarmayın |
sadakâti-kum | sadakalarınızı |
bi el menni | minnet ile (başa kakarak) |
ve el ezâ | ve eza (eziyet) |
kellezî (ke ellezî) | onlar gibi |
yunfiku | infâk eder, verir |
mâle-hu | malını |
riâe | riya, gösteriş |
en nâsi | insanlar |
ve lâ yu'minu | ve inanmaz |
billâhi (bi allâhi) | Allah'a |
ve el yevmi el âhıri | ve ahiret günü, son gün, sonraki gün |
fe meselu-hu | o zaman, işte onun durumu 17 - ke meseli |
safvânin | sert kaya |
aleyhi | onun üzerinde |
turâbun | toprak |
fe | sonra, öyle ki |
esâbe-hu | ona isabet etti |
vâbilun | sağanak yağmur, şiddetli, kuvvetli yağmur |
fe | o zaman, böylece |
terake-hu | onu terketti, onu bıraktı |
salden | sert, çorak, verimsiz kaya halinde |
lâ yakdirûne | muktedir olamazlar, elde edemezler |
alâ şey'in | bir şeye |
mimmâ (min mâ) | şey(ler)den |
kesebû | kazandılar |
ve allâhu | ve Allah |
lâ yehdi | hidayete erdirmez |
el kavme | kavim, topluluk |
el kâfirîne | kâfirler |
Ey âmenû olanlar! Allah’a ve yevm’il âhire inanmayarak, malını insanlara riya (gösteriş) için infâk eden (veren) kişi gibi, sadakalarınızı minnetle (başa kakarak) ve eza ile bâtıl etmeyin (boşa çıkartmayın). İşte onun durumu, üzerinde toprak bulunan sert bir kayaya benzer ki, ona kuvvetli bir yağmur isabet edince, böylece (üzerindeki toprağın gidip), onu (tekrar) sert (verimsiz) bir kaya halinde bırakması gibidir. Onlar kazandıklarından bir şey elde edemezler. Allah, kâfirler kavmini hidayete erdirmez.
BAKARA SURESİ 264. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Ey iman edenler, başa kakarak, yüze vurarak, gönül inciterek imanda sadâkatinizin ve kemâlinizin ifadesi olan sadakalarınızın, hayırlarınızın, boşa gitmesine sebep olmayın.
Ahmet Tekin
Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve ahiret gününe inanmayıp da, insanlara gösteriş için malını harcayana benzemeyin. Böylelerinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz bir kayaya benzer. Sağanak halinde bir yağmur isabet edince onu çıplak bir kaya haline getirir. Böyle kimseler yaptıkları iyiliklerden dolayı, hiçbir mükâfat elde edemezler. Allah kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden münkir, kâfir bir kavmi, doğru yola sevketme lütfunda bulunmayacak.