BAKARA SURESİ 283. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَإِن كُنتُمْ عَلَى سَفَرٍ وَلَمْ تَجِدُواْ كَاتِبًا فَرِهَانٌ مَّقْبُوضَةٌ فَإِنْ أَمِنَ بَعْضُكُم بَعْضًا فَلْيُؤَدِّ الَّذِي اؤْتُمِنَ أَمَانَتَهُ وَلْيَتَّقِ اللّهَ رَبَّهُ وَلاَ تَكْتُمُواْ الشَّهَادَةَ وَمَن يَكْتُمْهَا فَإِنَّهُ آثِمٌ قَلْبُهُ وَاللّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ ﴿٢٨٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve in kuntum | ve eğer siz, iseniz, olduysanız |
alâ seferin | seferde, yolculukta |
ve lem tecidû | ve bulamadınız |
kâtiben | bir kâtip, bir yazıcı |
fe rihânun | o zaman, o taktirde rehinler |
makbûdatun | kabzedilmiş, tutulmuş, alınmış olan |
fe in emine | emin olduğunuz taktirde |
ba'du-kum | sizin bir kısmınız |
ba'dan | bir kısmına |
felyueddi (fe li yueddi) | böylece, o halde ödesin |
ellezî | ki o |
u'tumine | itimat edildi, güven duyuldu |
emânete-hu | onun emanetini |
ve li yettekı allâhe | ve Allah'a karşı takva sahibi olsun ve Allah'tan sakınsın |
rabbe-hu | onun Rabbi |
ve lâ tektumû | ve gizlemeyin |
eş şehâdete | şahitlik |
ve men | ve kim |
yektum-hâ | onu ketmeder, saklar, gizler |
fe | o zaman, o taktirde |
innehû | muhakkak ki o |
âsimun | günahkâr |
kalbu-hu | onun kalbi |
ve allâhu | ve Allah |
bi mâ | şeyleri |
ta'melûne | yapıyorsunuz |
alîmun | en iyi bilen |
Ve eğer siz yolculukta iseniz ve bir kâtip de bulamazsanız o zaman (borçludan) alınan rehinler (yeter), birbirinizden emin olduğunuz taktirde (güven duyuyorsanız), o halde güven duyulan kişi onun emanetini (borcunu) ödesin. Ve Rabbi olan Allah’a karşı takva sahibi olsun (ve sakınsın). Şahitliği de gizlemeyin. Ve kim onu (şahit olduğu şeyi) gizlerse o taktirde muhakkak ki onun kalbi günahkârdır. Allah yaptıklarınızı en iyi bilendir.
BAKARA SURESİ 283. Ayeti Ali Ünal Meali
Eğer, sefer gibi (yazdırma imkânının bulunmadığı bir durumda) olur da bir kâtip bulamazsanız, bu takdirde (borçludan) alınan rehin kâfidir. Ama birbirinize güven ve itimat eder (ve rehin almaya gerek görmezseniz), kendisine inanılıp itimat edilen (borçlu), üzerindeki emaneti (vaktinde) iade etsin ve (borcunu ödememek veya eksik ödemek, vaktini aksatmak gibi yollarla, kendisini yaratan, rahmet ve şefkatle büyüyüp yetiştiren) Rabbisi Allah’a karşı gelmekten sakınsın. Bir de, (hiçbiriniz) şahitliği gizlemeyin; kim şahitliği gizlerse, şüphesiz onun (mahalli iman olan) kalbi günaha batmış demektir. Allah, her ne yapıyorsanız onu hakkıyla bilendir.
Ali Ünal