Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ ﴿٢٨٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

lâ yukellifu allâhu nefsen illâ vus'a-hâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet (mâ iktesebet) rabbe-nâ lâ tuâhız-nâ in nesînâ ev ahta'nâ rabbe-nâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hamelte-hu alâ ellezîne min kabli-nâ rabbe-nâ ve lâ tuhammil-nâ mâ lâ tâkate lenâ bi-hi ve a'fu an-nâ ve igfir lenâ ve irham-nâ ente mevlâ-nâ fe ensur-nâ alâ el kavmi el kâfirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lâ yukellifu mükellef kılmaz, sorumlu tutmaz
allâhu Allah
nefsen nefs, kişi, kimse
illâ ancak, sadece, den başka
vus'a-hâ onun gücü, kapasitesi
lehâ onun
mâ kesebet kazandığı şeyler
ve aleyhâ ve (sorumluluğu) onun üzerinde
mektesebet (mâ iktesebet) kazandığı neğatif şeyler
rabbe-nâ Rabbimiz
lâ tuâhız-nâ bizi aheze etme, sorgulama
in nesînâ eğer, şâyet unuttuysak
ev veya
ahta'nâ hata yaptık
rabbe-nâ Rabbimiz
ve lâ tahmil ve yükleme
aleynâ bizim üzerimize, bize
ısran zorluk, güçlük
kemâ gibi
hamelte-hu onu yükledin
alâ ellezîne o kimselere, onlara
min kabli-nâ bizden önce
rabbe-nâ Rabbimiz
ve lâ tuhammil-nâ ve bize yükleme
mâ lâ tâkate lenâ bizim takat, güç yetiremeyeceğimiz şeyi
bi-hi ona
ve a'fu an-nâ ve (bizden günahlarımızı) affet
ve igfir ve mağfiret et, günahlarımızı sevaba
lenâ bizi, bize, bizim için
ve irham-nâ ve bize rahmet et, Rahîm esması ile
ente sen
mevlâ-nâ bizim mevlâmızsın
fe artık
ensur-nâ bize yardım et
alâ el kavmi el kâfirîne kâfirler kavmine karşı

Allah kimseyi gücünün yettiğinden başkasıyla mükellef kılmaz (sorumlu tutmaz). Kazandığı (dereceler) onundur ve iktisap ettiği (kazandığı negatif dereceler) de onundur (sorumluluğu onun üzerindedir). Rabbimiz! Şâyet unuttuysak veya hata yaptıysak bizi aheze etme (sorgulama). Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bizim üzerimize ağır yük yükleme. Rabbimiz, takat (güç) yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükleme. Ve bizi af ve mağfiret et ve bize rahmet et (Rahîm esması ile bize tecelli et, rahmet nurunu gönder). sen bizim Mevlâmız’sın. Artık kâfirler kavmine karşı bize yardım et.

BAKARA SURESİ 286. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Allah bir kimseye, ancak gücü yettiği kadar teklif eder. Herkesin kazandığı hayrın sevabı kendine ve yaptığı fenalığın zararı da yine onadır. Rabbimiz! Eğer unuttuk, yahut kasdimiz olmıyarak hata ettikse bizi (Ondan) hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin musibetler gibi, bize, ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Güç yetiremiyeceğimiz şeyi bize yükletme, bizden çıkan günahları affet, bizi bağışla, bize merhamet buyur. Sen mevlâmız, yardımcımızsın. Artık kâfirler topluluğu üzerine bize zafer ve yardım ihsan buyur.

Ali Fikri Yavuz