BAKARA SURESİ 30. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ ﴿٣٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve iz kâle | ve demişti |
rabbu-ke | senin Rabbin |
li el melâiketi | meleklere |
innî | muhakkak ki ben |
câilun | kılan, yapan, yapacak olan |
fî el ardı | yeryüzünde |
halîfeten | halife |
kâlû | dediler |
e tec'alu | kılacak mısın, yapacak mısın |
fî-hâ | orada |
men | kimse, kişi (birisi) |
yufsidu | fesat çıkarır, bozgunculuk yapar |
fî-hâ | orada |
ve yesfiku | ve (kan) akıtır, (kan) döker |
ed dimâe | kan |
ve nahnu | ve biz |
nusebbihu | tesbih ediyoruz, yüceltiyoruz, |
bi hamdi-ke | seni hamd ile, hamdinle |
ve nukaddisu | ve takdis ediyoruz, mukaddes |
leke | seni |
kâle | dedi |
innî a'lemu | muhakkak ki ben bilirim |
mâ lâ tâ'lemûne | sizin bilmediğiniz şeyleri |
Ve Rabbin meleklere: “Muhakkak ki Ben yeryüzünde bir halife kılacağım.” demişti. (Melekler de): “Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Biz Seni, hamd ile tesbih ve seni takdis ediyoruz.” dediler. (Rabbin de): “Muhakkak ki ben, sizin bilmediklerinizi bilirim.” buyurdu.
BAKARA SURESİ 30. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Hani Rabb’in meleklere;
Ahmet Tekin
'Ben yeryüzünde dünya düzeni kurmaya, ilâhi hükümleri icraya, yeryüzünü imâra yetkili halifeler hazırlayıp yerleştireceğim' demişti. Melekler:
'Orada bozgunculuk yapacak, karışıklık çıkaracak, kan dökecek birilerini mi hazırlayıp yerleştireceksin? Oysa biz sana hamdederek zikrediyor, seni tesbih ediyoruz. Senin kutsallığını biliyor, kabul ediyor, Seni takdis ediyoruz' dediler. Rabbin:
'Ben, sizin bilmediklerinizi biliyorum' buyurdu.