BAKARA SURESİ 33. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
قَالَ يَا آدَمُ أَنبِئْهُم بِأَسْمَآئِهِمْ فَلَمَّا أَنبَأَهُمْ بِأَسْمَآئِهِمْ قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ إِنِّي أَعْلَمُ غَيْبَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَأَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا كُنتُمْ تَكْتُمُونَ ﴿٣٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâle | dedi |
yâ âdemu | ey Âdem |
enbi'-hum | onlara haber ver, bildir |
bi esmâi-him | O'nun (Allah'ın) isimleri |
fe lemmâ | olunca, olduğu zaman |
enbee-hum | onlara haber verdi, bildirdi |
bi esmâi-him | O'nun (Allah'ın) isimleri |
kâle | dedi |
e lem | olmaz mı, olmadı mı |
ekul | ben derim, söylerim |
lekum | sizin, size |
in-nî a'lemu | muhakkak ki ben bilirim |
gaybe | gayb, bilinmeyen |
es semâvâti | semalar, gökler |
ve el ardı | ve arz, yeryüzü |
ve a'lemu | ve ben bilirim |
mâ | şey |
tubdûne | açıklıyorsunuz |
ve mâ | ve şeyi, şeyleri |
kuntum | siz oldunuz |
tektumûne | gizliyorsunuz |
(Allah): “Ey Âdem! Bunları onlara, isimleriyle haber ver (bildir).” dedi. Âdem onları isimleriyle onlara bildirdiği zaman (Allah, meleklere): “Ben size demedim mi, muhakkak ki Ben, göklerin ve yerin bilinmeyenlerini bilirim.Ve sizin açıkladığınız ve (içinizde) gizlemiş olduğunuz şeyleri de bilirim ?” dedi.
BAKARA SURESİ 33. Ayeti Ali Ünal Meali
(İnsanın genel manâda meleklere olan üstünlüğünü daha bir tebarüz ettirmek için Allah,) “Ey Âdem! Şu nesneleri onlara isimleriyle bildir!” diye emretti. (Âdem) onları isimleriyle bildirince de, (meleklere hitaben,) “Ben size, gökler ve yer, (yaratılışları, yaratılışlarındaki hikmet, dünleri, bugünleri ve yarınları adına) ne saklıyor, (onlarda size ve başkalarına) gizli ne sırlar varsa Ben hepsini bilirim; siz neyi açığa vuruyor, neyi de içinizde gizli tutmakta iseniz onları da bilirim demedim mi?” buyurdu.
Ali Ünal