BAKARA SURESİ 60. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَإِذِ اسْتَسْقَى مُوسَى لِقَوْمِهِ فَقُلْنَا اضْرِب بِّعَصَاكَ الْحَجَرَ فَانفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْناً قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَّشْرَبَهُمْ كُلُواْ وَاشْرَبُواْ مِن رِّزْقِ اللَّهِ وَلاَ تَعْثَوْاْ فِي الأَرْضِ مُفْسِدِينَ ﴿٦٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve iz | ve olmuştu, olduğu zaman |
isteskâ | suya kavuşmayı istedi |
mûsâ | Musa |
li kavmi-hî | kendi kavmi için |
fe | o zaman, böylece |
kulnâ | biz dedik, söyledik |
idrib | vur |
bi asâ-ke | senin asan ile |
el hacere | taş, kaya |
fe | o zaman, böylece |
infeceret | fışkırdı |
min-hu | ondan |
isnetâ aşrete | 12 |
aynen | göz, pınar, kaynak |
kad | oldu, olmuştu |
alîme | bildi |
kullu | bütün hepsi |
unâsin | insanlar |
meşrebe-hum | onların içeceği yer, kendi içecekleri yer |
kulû | yeyin, yeyiniz |
ve işrebû | ve için, içiniz |
min rızkıllâhi (rızkı allâhi) | Allah'ın rızkından |
ve lâ ta'sev | ve haddi aşmayın, azmayın, asi |
fî el ardı | yeryüzünde |
mufsidîne | fesat çıkaranlar (fesat çıkarıcı kimseler) |
Ve Musa (a.s), kavmi için su istemişti. Bunun üzerine, “Asânla taşa (kayaya) vur.” dedik. Böylece ondan (kayadan) on iki pınar fışkırdı. İnsanların hepsi kendi içeceği yeri (pınarını) bilmişti. Allah’ın rızkından yeyin, için ve sakın azıp yeryüzünde fesat çıkaranlar olmayın.
BAKARA SURESİ 60. Ayeti Ali Ünal Meali
Hatırlayın, bir defasında da (çölde susuz kalmıştınız ve) Musa kavmi için su dileğinde bulunmuştu. Biz de, “Asânla o taşa vur!” diye emretmiştik. (O da vurmuştu ve) taştan on iki pınar fışkırıvermişti. On iki kabileden her biri, kendi pınarını bilmişti. Allah’ın rızkından yiyin için, fakat dolaştığınız, vardığınız, konup yerleştiğiniz yerlerde bozguncular halinde taşkınlık yapmayın, saldırgan olmayın.
Ali Ünal