Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُم مِّن بَعْدِ ذَلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الأَنْهَارُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاء وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ ﴿٧٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

summe kaset kulûbu-kum min ba'di zâlike fe hiye ke el hıcâreti ev eşeddu kasveten ve inne min el hıcâreti lemâ yetefecceru min-hu el enhâru ve inne min-hâ lemâ yeşşakkaku fe yahrucu min-hu el mâu ve inne min-hâ lemâ yehbitu min haşyete allâhi ve mâ allâhu bi gâfilin ammâ (an mâ) ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
summe sonra
kaset kasiyet bağladı, katılaştı
kulûbu-kum sizin kalpleriniz
min ba'di sonradan, sonra
zâlike işte bu
fe artık, öyle ki
hiye o
ke gibi
el hıcâreti taşlar
ev veya
eşeddu daha şiddetli
kasveten kasvetli, katılaşmış
ve inne ve hiç şüphesiz, muhakkak
min el hıcâreti taşlardan
lemâ olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta)
yetefecceru çıkar, fışkırır (kaynar)
min-hu ondan,
el enhâru nehirler, ırmaklar
ve inne min-hâ ve muhakkak ondan
lemâ olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta)
yeşşakkaku yarılır
fe o zaman, böylece
yahrucu çıkar
min-hu ondan
el mâu su
ve inne min-hâ ve muhakkak ondan
lemâ olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta)
yehbitu düşer (aşağı yuvarlanır)
min haşyete haşyet duygusundan, korkusundan
allâhi Allah
ve mâ allâhu ve Allah değildir
bi gâfilin gâfil, gaflette, habersiz
ammâ (an mâ) onlardan (o şeylerden)
ta'melûne yaptıklarınız şeylerden

Sonra, bunun (bu mucizenin) arkasından kalpleriniz (gene) kasiyet bağladı (katılaştı ve karardı), öyle ki taş gibi hatta daha da katı oldu. Ve gerçekten, taşlardan öyleleri vardır ki, ondan nehirler fışkırır. Ve gerçekten, onlardan (taşlardan) öyleleri vardır ki, yarılır, böylece içinden su çıkar. Ve mutlaka onlardan (taşlardan) öyleleri vardır ki, Allah’a karşı duyduğu huşûdan yuvarlanıp aşağı düşer. Ve Allah yaptıklarınızdan gâfil değildir.

BAKARA SURESİ 74. Ayeti Ali Ünal Meali

Bu hadiseden sonra aradan biraz zaman geçince kalbleriniz yine katılaştı, taş gibi oldu, hattâ daha da katı. Çünkü taşın öylesi vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır; öylesi vardır, şak şak olur ve içinden su çıkar. Yine öylesi de vardır ki, Allah karşısındaki ürperti ve saygısından aşağılara yuvarlanır. (Ama sizin kalbiniz taştan da sert), fakat Allah yaptıklarınızdan asla habersiz ve onlara karşı kayıtsız değildir.

Ali Ünal