BAKARA SURESİ 83. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ لاَ تَعْبُدُونَ إِلاَّ اللّهَ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَاناً وَذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَقُولُواْ لِلنَّاسِ حُسْناً وَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ إِلاَّ قَلِيلاً مِّنكُمْ وَأَنتُم مِّعْرِضُونَ ﴿٨٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve iz ehaznâ | ve biz almıştık |
mîsâka | misak, yemin, kesin söz |
benî isrâîle | İsrailoğulları |
lâ ta'budûne | kul olmayın |
illâ allâhe | Allah'tan başka |
ve bi el vâlideyni | ve ana-babaya |
ihsânen | ihsanda bulunmak, iyi davranmak |
ve zî | ve sahip |
el kurbâ | yakınlar, akrabalar, hısımlar |
ve el yetâmâ | ve yetimler |
ve el mesâkîni | ve miskinler, çalışamaz durumdaki ihtiyarlar |
ve kûlû | ve söyleyin, deyin |
li en nâsi | insanlar için, insanlara |
husnen | güzel, iyi |
ve ekîmû es salâte | ve namazı ikame edin, gereği üzere kılın |
ve âtû ez zekâte | ve zekât verin |
summe | sonra |
tevelleytum | siz yüz çevirdiniz |
illâ | ancak, hariç, den başka |
kalîlen | az |
min-kum | sizden |
ve entum | ve siz |
mu'ridûne | yüz çevirenler |
Biz, İsrailoğulları’ndan: “Allah’tan başkasına kul olmayın, ana-babaya, yakınlara (akrabaya), yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun, insanlara güzel söz söyleyin, namazı (hakkıyla) kılın, zekâtı verin.” diye misak almıştık. Sonra da sizden pek azınız hariç, (misakınızdan geri) döndünüz. Ve siz, yüz çeviren kimselersiniz.
BAKARA SURESİ 83. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Bizim İsrâiloğulları’ndan, yalnızca Allah’ı ilâh tanımaları, candan müslümanlar olarak Allah’ın hükmüne teslim olmaları, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet etmeleri, yalnız Allah’ın şeriatına bağlanmaları, Allah’a boyun eğmeleri, anaya-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, dullara, çevresi, çaresi olmayan yoksullara devamlı iyilik ve ihsanda bulunmaları konusunda kesin taahhüt aldığımızı ehl-i kitaba-yahudilere hatırlat:
Ahmet Tekin
'Bütün insanların iyiliği için doğruları söyleyin. Namazları âdâbına riâyet ederek, aksatmadan kılın. Vicdanınızı, servetlerinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verin.' demiştik. Çok azınız hariç sözünüzden döndünüz. Üstelik gücünüzü ve iktidarınızı kullanıp, peygamberin faaliyetlerine engel tedbirler alarak halkı yönlendirdiniz.