Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.


ثُمَّ أَنتُمْ هَؤُلاء تَقْتُلُونَ أَنفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرِيقاً مِّنكُم مِّن دِيَارِهِمْ تَظَاهَرُونَ عَلَيْهِم بِالإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَإِن يَأتُوكُمْ أُسَارَى تُفَادُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ إِخْرَاجُهُمْ أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَاء مَن يَفْعَلُ ذَلِكَ مِنكُمْ إِلاَّ خِزْيٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يُرَدُّونَ إِلَى أَشَدِّ الْعَذَابِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ ﴿٨٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

summe entum hâulâi taktulûne enfuse-kum ve tuhricûne ferîkan min-kum min diyâri-him tezâharûne aleyhim bi el ismi ve el udvâni ve in ye'tû-kum usârâ tufâdû-hum ve huve muharremun aleykum ihrâcu-hum e fe tu'minûne bi ba'di el kitâbi ve tekfurûne bi ba'dın fe mâ cezâu men yef'alu zâlike min-kum illâ
(ma ... illa)
hızyun fî el hayâti ed dunyâ ve yevme el kıyâmeti yureddûne ilâ eşeddi el azâbi ve mâ allâhu bi gâfilin ammâ (an mâ) ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
summe entum sonra siz
hâulâi onlar
taktulûne öldürüyorsunuz
enfuse-kum kendileriniz, sizin nefsleriniz, birbiriniz
ve tuhricûne ve çıkarıyorsunuz
ferîkan min-kum sizden bir grup
min diyâri-him kendi yurtlarından
tezâharûne yardımlaşıyorsunuz
aleyhim onlara karşı
bi el ismi günah ile, günahta
ve el udvâni ve düşmanlık
ve in ye'tû-kum ve eğer size gelirse
usârâ esirler
tufâdû-hum onları fidye karşılığı değiştirirsiniz
ve huve ve o
muharremun haram kılınan, haram olan
aleykum size
ihrâcu-hum onların çıkarılması
e fe tu'minûne o halde îmân mı ediyorsunuz
bi ba'di bir kısmı
el kitâbi kitap
ve tekfurûne ve inkâr ediyorsunuz
bi ba'dın bir kısmı
fe mâ cezâu artık cezası değil
men kişi, kimse
yef'alu yapar
zâlike min-kum işte sizden
illâ
(ma ... illa)
ancak, sadece, den başka
: (den başka değildir)
hızyun rezillik
fî el hayâti ed dunyâ dünya hayatında
ve yevme el kıyâmeti ve kıyâmet günü
yureddûne reddedilirler, iade edilirler, döndürülürler
ilâ eşeddi en şiddetlisine
el azâbi azap
ve mâ ve değildir
allâhu Allah
bi gâfilin gâfil, farkına varmayan, bilmeyen
ammâ (an mâ) şeylerden
ta'melûne siz yaparsınız, yapıyorsunuz

Sonra siz, öyle kimselersiniz ki birbirinizi öldürüyorsunuz, sizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz ve onlara karşı günah ve düşmanlıkta yardımlaşıyorsunuz. Eğer onlar, size esir olarak gelseler, onların yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış olduğu halde (onların yurtlarında kalmalarına izin vermeyip) fidye karşılığı değiştirirsiniz. Yoksa Kitab’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında ancak rezilliktir. Kıyâmet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine maruz bırakılır. Ve Allah, yaptığınız şeylerden gâfil değildir.

BAKARA SURESİ 85. Ayeti Hasan Basri Çantay Meali

(Öyle oldukdan) sonra sizler, yine onlarsınız ki (işte) kendilerinizi öldürüyor, içinizden bir fırkayı yurdlarından çıkarıyor, aleyhlerinde günah ile, düşmanlıkla birleşib yardımlaşıyorsunuz. Eğer size esîr olub gelirlerse kendileriyle fidyeleşir (esîr mübadelesi yapar, Yine onların; yurdlarında kalmasına müsâade etmez) siniz. Halbuki onların çıkarılması size haram kılınmışdı. Yoksa siz Kitabın (fidyeye âid) bir kısmına inanıyorsunuz da (Katl-i nefsi, nefyi, kötülükde yardımlaşmayı men' eden) bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapan (lar) ın cezası dünya hayaatında bir rüsvaylıkdan (esîr ve makhur yaşamakdan) başka (bir şey) değildir. Kıyamet gününde de onlar azabın en çetinine itileceklerdir. Allah, ne yaparsanız (hiç birinden) gaafil değildir.

Hasan Basri Çantay