BAKARA SURESİ 85. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun sûresi olup 286 âyettir. Adını, 67-73. âyetlerde yer alan “bakara (sığır)” kelimesinden alır.
ثُمَّ أَنتُمْ هَؤُلاء تَقْتُلُونَ أَنفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرِيقاً مِّنكُم مِّن دِيَارِهِمْ تَظَاهَرُونَ عَلَيْهِم بِالإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَإِن يَأتُوكُمْ أُسَارَى تُفَادُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ إِخْرَاجُهُمْ أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَاء مَن يَفْعَلُ ذَلِكَ مِنكُمْ إِلاَّ خِزْيٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يُرَدُّونَ إِلَى أَشَدِّ الْعَذَابِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ ﴿٨٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(ma ... illa) hızyun fî el hayâti ed dunyâ ve yevme el kıyâmeti yureddûne ilâ eşeddi el azâbi ve mâ allâhu bi gâfilin ammâ (an mâ) ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
summe entum | sonra siz |
hâulâi | onlar |
taktulûne | öldürüyorsunuz |
enfuse-kum | kendileriniz, sizin nefsleriniz, birbiriniz |
ve tuhricûne | ve çıkarıyorsunuz |
ferîkan min-kum | sizden bir grup |
min diyâri-him | kendi yurtlarından |
tezâharûne | yardımlaşıyorsunuz |
aleyhim | onlara karşı |
bi el ismi | günah ile, günahta |
ve el udvâni | ve düşmanlık |
ve in ye'tû-kum | ve eğer size gelirse |
usârâ | esirler |
tufâdû-hum | onları fidye karşılığı değiştirirsiniz |
ve huve | ve o |
muharremun | haram kılınan, haram olan |
aleykum | size |
ihrâcu-hum | onların çıkarılması |
e fe tu'minûne | o halde îmân mı ediyorsunuz |
bi ba'di | bir kısmı |
el kitâbi | kitap |
ve tekfurûne | ve inkâr ediyorsunuz |
bi ba'dın | bir kısmı |
fe mâ cezâu | artık cezası değil |
men | kişi, kimse |
yef'alu | yapar |
zâlike min-kum | işte sizden |
illâ
(ma ... illa) |
ancak, sadece, den başka
: (den başka değildir) |
hızyun | rezillik |
fî el hayâti ed dunyâ | dünya hayatında |
ve yevme el kıyâmeti | ve kıyâmet günü |
yureddûne | reddedilirler, iade edilirler, döndürülürler |
ilâ eşeddi | en şiddetlisine |
el azâbi | azap |
ve mâ | ve değildir |
allâhu | Allah |
bi gâfilin | gâfil, farkına varmayan, bilmeyen |
ammâ (an mâ) | şeylerden |
ta'melûne | siz yaparsınız, yapıyorsunuz |
Sonra siz, öyle kimselersiniz ki birbirinizi öldürüyorsunuz, sizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz ve onlara karşı günah ve düşmanlıkta yardımlaşıyorsunuz. Eğer onlar, size esir olarak gelseler, onların yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış olduğu halde (onların yurtlarında kalmalarına izin vermeyip) fidye karşılığı değiştirirsiniz. Yoksa Kitab’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında ancak rezilliktir. Kıyâmet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine maruz bırakılır. Ve Allah, yaptığınız şeylerden gâfil değildir.
BAKARA SURESİ 85. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Ama işte siz birbirinizi öldürüyor, bir kısmınızı yurdunuzdan çıkarıyor, onlara karşı günahta ve zulümde birbirinizi destekliyorsunuz. Bununla beraber, onlar esir olarak gelirlerse fidyelerini verip onları kurtarıyorsunuz. Halbuki aslında onların çıkarılması size haram kılınmıştı. Ne o, Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını red mi ediyorsunuz? İçinizden böyle yapanların elde edeceği netice, dünya hayatında rüsvaylıktan başka bir şey değildir. Kıyamet günü ise en şiddetli azaba itilirler. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
Suat Yıldırım