BELED SURESİ 17. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 20 âyettir. Sûre, adını ilk âyetteki “el-Beled” kelimesinden almıştır. Beled, şehir, belde demektir.
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ ﴿١٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
summe
kâne
min ellezîne
âmenû
ve
tevâsav
bi es sabrı
ve
tevâsav
bi el merhameti
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
summe | sonra |
kâne | oldu, ...dır |
min ellezîne | o kimselerden, onlardan |
âmenû | âmenû oldular |
ve | ve |
tevâsav | birbirine tavsiye ettiler |
bi es sabrı | sabrı |
ve | ve |
tevâsav | birbirine tavsiye ettiler |
bi el merhameti | merhameti |
Sonra âmenû olanlardan (Allah’a ulaşmayı dileyenlerden) ve sabrı tavsiye edenlerden ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır (akabeyi aşmak).
BELED SURESİ 17. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Hem sarp yokuş: Gönülden iman edip, birbirlerine sabır ve şefkat dersi vermek, sabır ve şefkat örneği olmaktır.
Suat Yıldırım