BURÛC SURESİ 6. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 22 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Bürûc” kelimesinden almıştır. Bürûc, burçlar demektir.
إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ ﴿٦﴾
BURÛC SURESİ 6. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
iz | o zaman, ... olmuştu |
hum | onlar |
aleyhâ | onun üzerinde, etrafında |
kuûdun | oturmuşlar |
Ki onlar, onun (ateşin) etrafında oturmuşlardı.
BURÛC SURESİ 6. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(6-7) O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Diyanet İşleri
O sırada kendileri de kıyısında oturmuşlar.
Abdulbaki Gölpınarlı
Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar,
Adem Uğur
Hani onlar ateş çevresinde oturanlardı.
Ahmed Hulusi
Ateşin etrafında oturuyorlar, işkence edecekleri mü’minleri ateşin kenarında tutuyorlardı.
Ahmet Tekin
O zaman onlar o (ateş hendeği)nin başında oturmuşlardı.
Ahmet Varol
Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
Ali Bulaç
O vakit, (o zalim kâfirler) ateşin etrafında oturmuştular;
Ali Fikri Yavuz
(4-7) Hazirladiklari hendekleri, tutusturulmus atesle doldurarak onun cevresinde oturup, inanmis kimselere dinlerinden donmeleri icin yaptiklari iskenceleri seyredenlerin cani ciksin!
Bekir Sadak
Hani ya onlar ateşin çevresinde oturmuşlardı. .
Celal Yıldırım
(4-7) Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Diyanet İşleri (eski)
(1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Diyanet Vakfi
Başında oturmuşlar,
Edip Yüksel
O vakıt ki üzerine oturmuştular
Elmalılı Hamdi Yazır
O zaman ki, çevresinde oturmuşlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Hani o ateşin başına oturmuşlar,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Hani onlar hendeklerin başında oturuyorlardı.
Seyyid Kutub
Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
Gültekin Onan
O zaman onlar (o ateşin) etrafında oturucu idiler.
Hasan Basri Çantay
(6-7) O vakit onlar, onun üzerine (ateşin etrâfında) oturmuş kimseler idiler. Ve onlar, mü’minlere yapmakta olduklarını seyredicilerdi!
Hayrat Neşriyat
Hani onlar, onun çevresinde oturmuşlardı.
İbni Kesir
Hani, onlar (keyifle) o (ateşi) seyretmişlerdi,
Muhammed Esed
(5-6) Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler.
Ömer Nasuhi Bilmen
Hani onlar o ateşin başına oturmuşlardı.
Ömer Öngüt
Kenarında oturmuşlar.
Şaban Piriş
(6-7) Hani onlar ateşin başında oturur, müminlere yaptıklarını acımasızca seyrederlerdi.
Suat Yıldırım
Onlar, o (ateş hendeği)nin başında oturmuşlardı.
Süleyman Ateş
Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
Tefhim-ul Kuran
(5-6) Tutuşturdukları ateşle dolu hendeklerin karşısına otururlar,
Ümit Şimşek
Onlar onun başında oturmuşlardı.
Yaşar Nuri Öztürk
Hani o zalimler ateşin başında oturup,
Abdullah Parlıyan
(6-7) Onlar da o ateş çukurunun etrafında oturmuş, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.[742]
Bayraktar Bayraklı
(6-7) Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuş, (ateşe attıkları) mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Cemal Külünkoğlu
Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
Kadri Çelik
O ateşin başına oturmuş,
Ali Ünal
Hani etrafında oturmuşlardı.
Harun Yıldırım
O zaman onlar ateşin üstüne oturmuşlardır;
Mustafa İslamoğlu
Hani onlar, onun çevresinde oturmuşlardı.
Sadık Türkmen
Yakılmış ateşin yanına oturduklarında.
İlyas Yorulmaz
Ki onlar, onun (ateşin) etrafında oturmuşlardı.
İmam İskender Ali Mihr