Mekke döneminde inmiştir. 37 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye, diz üstü çöken demektir.


وَقَالُوا مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَا إِلَّا الدَّهْرُ وَمَا لَهُم بِذَلِكَ مِنْ عِلْمٍ إِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ ﴿٢٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâlû hiye illâ hayâtu-nâ ed dunyâ nemûtu ve nahyâ ve mâ yuhliku-nâ illâ ed dehru ve mâ lehum bi zâlike min ilmin in ... (illâ) hum (in) ... illâ yezunnûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâlû ve dediler
değil
hiye o
illâ ancak, sadece, ...'den başka
hayâtu-nâ bizim hayatımız
ed dunyâ dünya
nemûtu ölürüz
ve nahyâ ve diriliriz
ve mâ yuhliku-nâ ve bizi helâk etmez
illâ ed dehru zamandan başka birşey
ve mâ lehum ve onların yoktur
bi zâlike bununla, bu konuda
min ilmin ilimden
in ... (illâ) yalnız, sadece
hum onlar
(in) ... illâ yalnız, sadece
yezunnûne zanda bulunuyorlar

Ve: “O (hayat), dünya hayatımızdan başka birşey değildir, ölürüz ve diriliriz. Ve bizi dehrden (zamandan) başka birşey helâk edemez.” dediler. Ve onların bu konuda ilimden (nasipleri) yoktur. Onlar sadece zanda bulunurlar.

CÂSİYE SURESİ 24. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Hem (kıyameti inkar eden Mekke kâfirleri) şöyle dediler: Hayat ancak bizim bu dünya hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız; bizi ancak dehir (zaman) helak eder. Halbuki onların buna dair, (kâinatın hareket ve hadiseleri hakkında) bir ilimleri de yoktur. Onlar sade zan peşinde koşarlar.

Ali Fikri Yavuz