Mekke döneminde inmiştir. 37 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye, diz üstü çöken demektir.


وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ مَّا كَانَ حُجَّتَهُمْ إِلَّا أَن قَالُوا ائْتُوا بِآبَائِنَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ ﴿٢٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ tutlâ aleyhim âyâtu-nâ beyyinâtin mâ kâne huccete-hum illâ en kâlû i'tû bi âbâi-nâ in kuntum sâdikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ ve ... olduğu zaman
tutlâ okunur
aleyhim onlara
âyâtu-nâ bizim âyetlerimiz
beyyinâtin beyan edilerek, açıklanarak
mâ kâne olmadı
huccete-hum onların hüccetleri, delilleri, iddiaları
illâ ancak, sadece, ...'den başka
en kâlû demeleri
i'tû bi getirin
âbâi-nâ babalarımız
in eğer
kuntum siz oldunuz
sâdikîne sadıklar, doğru söyleyenler

Onlara âyetlerimiz beyan edilerek okunduğu zaman onların delilleri (iddiaları): “Eğer siz sadıklarsanız (doğru söyleyenlerseniz), babalarımızı getirin!” demekten başka birşey olmadı.

CÂSİYE SURESİ 25. Ayeti Harun Yıldırım Meali

Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, onların delilleri: “Eğer doğru sözlüler iseniz, atalarımızı getirin.” demekten başkası değildir.

Harun Yıldırım