Mekke döneminde inmiştir. 37 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye, diz üstü çöken demektir.


وَإِذَا قِيلَ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَالسَّاعَةُ لَا رَيْبَ فِيهَا قُلْتُم مَّا نَدْرِي مَا السَّاعَةُ إِن نَّظُنُّ إِلَّا ظَنًّا وَمَا نَحْنُ بِمُسْتَيْقِنِينَ ﴿٣٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ kîle inne va'de allâhi hakkun ve es sâatu lâ raybe fî-ha kultum mâ nedrî mâ es sâatu in ... (illâ) nezunnu (in) ... illâ zannen ve mâ nahnu bi musteykinîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ ve olduğu zaman
kîle denildi
inne muhakkak ki
va'de allâhi Allah'ın vaadi
hakkun hak
ve es sâatu ve saat
lâ raybe şüphe yoktur, şüphe olmaz
fî-ha onun hakkında
kultum siz dediniz
mâ nedrî biz bilmiyoruz, bilmeyiz
mâ es sâatu o saat nedir
in ... (illâ) sadece
nezunnu biz zannediyoruz, sanıyoruz
(in) ... illâ sadece
zannen bir zan
ve mâ nahnu ve biz ... değiliz
bi musteykinîne yakîn sahibi olanlar (kesinlikle inananlar)

Ve: “Allah’ın vaadi ve hakkında şüphe olmayan o saat (kıyâmet) haktır.” denildiği zaman siz: “Biz o saat (kıyâmet) nedir bilmeyiz? Sadece bir zan olduğunu sanıyoruz. Ve biz, yakîn sahibi değiliz.” dediniz.

CÂSİYE SURESİ 32. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Hem (size ey kâfirler): “- Allah’ın (ölüleri dirilteceğine dair) vaadi hakdır ve kıyametin kopmasında şübhe yoktur.” denildiğinde, demiştiniz ki: Bilmiyoruz, kıyametin kopması nedir? Ancak bir zandan ibaret olduğuna kaniyiz; ve biz yakinen inananlar değiliz.

Ali Fikri Yavuz