Mekke döneminde inmiştir. 37 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye, diz üstü çöken demektir.


وَقِيلَ الْيَوْمَ نَنسَاكُمْ كَمَا نَسِيتُمْ لِقَاء يَوْمِكُمْ هَذَا وَمَأْوَاكُمْ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن نَّاصِرِينَ ﴿٣٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kîle el yevme nensâ-kum kemâ nesîtum likâe yevmi-kum hâzâ ve me'vâ-kum(u) en nâru ve mâ lekum min nâsırîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kîle ve denildi
el yevme bugün
nensâ-kum sizi unutacağız
kemâ gibi
nesîtum siz unuttunuz
likâe kavuşma, karşılaşma
yevmi-kum sizin gününüz
hâzâ bu
ve me'vâ-kum(u) ve sizin mevanız, kalacağınız yer
en nâru ateş
ve mâ ve yoktur
lekum sizin için
min nâsırîne bir yardımcı

Ve (onlara): “Bugün sizi unutacağız, tıpkı sizin “bugününüze kavuşmayı” unuttuğunuz gibi. Ve sizin mevanız (kalacağınız yer), ateştir. Ve sizin için bir yardımcı yoktur.” denildi.

CÂSİYE SURESİ 34. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(34-35) Ve kendilerine şöyle denildi: "Siz Bizi, daha önce nasıl unutup terk ettiyseniz, Biz de bugün sizi unutup kendi halinize bırakacağız! Kalacağınız yer ateştir. Hiçbir yardımcınız da yoktur. Bu böyle olacak, çünkü siz Allah’ın âyetlerini alay konusu yaptınız, dünya hayatı sizi aldattı." Bugün artık ne oradan çıkarılırlar, ne de özürleri kabul edilip dünyaya gönderilirler.

Suat Yıldırım