DUHÂN SURESİ 56. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 59 âyettir. Sûre, adını onuncu âyette geçen “duhân” kelimesinden almıştır. Duhan, duman demektir.
لَا يَذُوقُونَ فِيهَا الْمَوْتَ إِلَّا الْمَوْتَةَ الْأُولَى وَوَقَاهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ ﴿٥٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
lâ yezûkûne
fî-hâ
el mevte
illâ
el mevtete
el ûlâ
ve vekâ-hum
azâbe
el cahîmi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lâ yezûkûne | tatmazlar |
fî-hâ | orada |
el mevte | ölüm |
illâ | ...'den başka |
el mevtete | ölmek, ölüm |
el ûlâ | evvelki, ilk |
ve vekâ-hum | ve onları korudu |
azâbe | azap |
el cahîmi | cahîm, cehennem |
Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar. Ve (Allah, böylece) onları cehennem azabından korumuştur.
DUHÂN SURESİ 56. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz. Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!
Suat Yıldırım