EN'ÂM SURESİ 1. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِم يَعْدِلُونَ ﴿١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
el hamdu | hamd |
li allâhi | Allah için, Allah'a mahsus |
ellezî | ki o |
halaka | yarattı |
es semâvâti | semâlar, gökler |
ve el arda | ve arz, yeryüzü |
ve ceale | ve kıldı, yaptı, var etti |
ez zulumâti | zulmetler, karanlıklar |
ve en nûra | ve nur, aydınlık |
summe | sonra |
ellezîne keferû | inkâr eden kimseler, kâfirler |
bi rabbi-him | Rab'lerine |
ya'dilûne | adil, eş, denk tutuyorlar |
Hamd semaları ve arzı yaratan, zulmeti ve nuru var eden Allah’a mahsustur. Sonra da kâfirler, Rab’lerine (başka şeyleri) eş (denk, adl) tutuyorlar.
EN'ÂM SURESİ 1. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Her türlü eksiksiz övgüler, gökleri ve yeri yaratan, karanlığı ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. Ama bunca ayet ve delillerden sonra, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, hâlâ Allah'tan başka şeylere ilahlık yakıştırarak, onları Allah'a denk tutuyorlar.
Abdullah Parlıyan