Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَكَذَلِكَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ وَلِيَقُولُواْ دَرَسْتَ وَلِنُبَيِّنَهُ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ ﴿١٠٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kezâlike nusarrifu el âyâti ve li yekûlû dereste ve li nubeyyine-hu li kavmin ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kezâlike ve işte böyle
nusarrifu el âyâti âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
ve li yekûlû ve derler diye
dereste sen ders aldın, öğrendin
ve li nubeyyine-hu ve onu beyan etmemiz için
li kavmin bir kavme, bir topluluğa
ya'lemûne biliyorlar

Ve işte böyle âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz. Ve “Sen ders (bu ilmi) almışsın.” desinler diye ve onu, bilen bir kavme beyan etmemiz için.

EN'ÂM SURESİ 105. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Ve işte Biz âyetleri böyle türlü türlü beyan ederiz. Tâ ki onlar, «Sen ders almışsın,» desinler. Ve Biz onu bilir olan bir kavim için açıkça beyan edelim.

Ömer Nasuhi Bilmen