Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَلَوْ شَاء اللّهُ مَا أَشْرَكُواْ وَمَا جَعَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا وَمَا أَنتَ عَلَيْهِم بِوَكِيلٍ ﴿١٠٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lev şâe allâhu mâ eşrakû ve mâ cealnâ-ke aleyhim hafîzan ve mâ ente aleyhim bi vekîlin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lev ve eğer, şâyet
şâe allâhu Allah diledi
mâ eşrakû şirk koşmazlardı, koşamazlardı
ve mâ cealnâ-ke ve biz seni kılmadık, yapmadık
aleyhim onların üzerinde
hafîzan gözetleyici, muhafız
ve mâ ente ve sen değilsin
aleyhim onların üzerinde, onlara
bi vekîlin bir vekil

Şâyet Allah dileseydi, şirk koşmazlardı. Seni onların üzerine muhafız yapmadık. Sen, onlara vekil de değilsin.

EN'ÂM SURESİ 107. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali

Eğer Allah dileseydi onlar (da inanmak isteselerdi) şirk koşmazlardı. Seni onlara bekçi kılmadık. Sen onların yaptıklarından sorumlu da değilsin.

Cemal Külünkoğlu