EN'ÂM SURESİ 108. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
وَلاَ تَسُبُّواْ الَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِ اللّهِ فَيَسُبُّواْ اللّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ كَذَلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَى رَبِّهِم مَّرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ ﴿١٠٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lâ tesubbû | ve sövmeyin |
ellezîne | onlara |
yed'ûne | tapıyorlar, dua ediyorlar |
min dûni allâhi | Allah'tan başka |
fe yesubbû allâhe | o taktirde, aksi halde onlar Allah'a söverler |
adven | düşmanlıkla, haddi aşarak |
bi gayri ilm | bir ilmi olmadan |
kezâlike | işte böyle |
zeyyennâ | süsledik |
li kulli ummetin | her ümmete, bütün ümmetlere |
amele-hum | onların amellerini |
summe | sonra |
ilâ rabbi-him | Rab'lerine |
merciu-hum | onların dönüşleri |
fe yunebbiu-hum | o zaman onlara haber verecek |
bi-mâ | o şey(ler)i |
kânû | oldular |
ya'melûne | yapıyorlar |
Allah’tan başkasına dua edenlere sövmeyin, aksi halde ilimleri olmadan, haddi aşarak Allah’a söverler. İşte böyle bütün ümmetlere amellerini süsledik. Sonra dönüşleri Rab’lerinedir. O zaman, yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.
EN'ÂM SURESİ 108. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Allah'tan başka çağırıp duâ ettikleri şeylere sövmeyin ki sonra bilgisizlikle onlar da Allah'a söverler. İşte biz, böylece her topluluğa, yaptıklarını süsleyip güzel gösterdik, sonra da dönüp varacakları yer, Rablerinin tapısıdır ve o da, ne yaptıklarını bildirir onlara.
Abdulbaki Gölpınarlı