Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَنُقَلِّبُ أَفْئِدَتَهُمْ وَأَبْصَارَهُمْ كَمَا لَمْ يُؤْمِنُواْ بِهِ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَنَذَرُهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿١١٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve nukallibu ef'idete-hum ve ebsâra-hum kemâ lem yu'minû bi-hi evvele merratin ve nezeru-hum tugyâni-him ya'mehûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve nukallibu ve çeviririz, döndürürüz
ef'idete-hum onların fuad hassaları (nefslerinin kalbinin idrak hassaları)
ve ebsâra-hum ve onların basiretleri, kalp gözünün görme hassaları
kemâ gibi
lem yu'minû îmân etmediler, mü'min olmadılar, inanmadılar
bi-hi ona
evvele evvel, ilk
merratin defa
ve nezeru-hum ve onları terkederiz
içinde
tugyâni-him tuğyanları, taşkınlıkları
ya'mehûne bocalıyorlar, şaşırıyorlar

Ve onların fuad hassalarını (nefsin kalbinin idrak hassalarını) ve basiretlerini (nefsin kalp gözünün görme hassalarını) evvelce O’na inanmadıkları (mü’min olmadıkları) ilk zamanki hallerine çeviririz. Onları, azgınlıkları içinde şaşkın bırakırız.

EN'ÂM SURESİ 110. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Onlar gönüllerini (işletmiyorlar) ve gözlerini açmıyorlar (düşünerek bakmıyorlar); önyargılı, dogmatik oluyarlar. Tıpkı ilk defa ona (Kur’an’a) inanmadıkları gibi; onları bırakırız azgınlıkları içinde bocalayıp duruyorlar.

Sadık Türkmen