EN'ÂM SURESİ 130. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالإِنسِ أَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِّنكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِي وَيُنذِرُونَكُمْ لِقَاء يَوْمِكُمْ هَذَا قَالُواْ شَهِدْنَا عَلَى أَنفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُواْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُواْ كَافِرِينَ ﴿١٣٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ ma'şere el cinni | ey cin topluluğu |
ve el insi | ve insan |
e lem | olmadı mı? |
ye'ti-kum | size geldi |
rusulun | resûller, elçiler |
min-kum | sizden, içinizden |
yakussûne | anlatıyorlar, anlatırlar |
aleykum | size |
âyâtî | âyetlerim |
ve yunzirûne-kum | ve sizi uyarıyorlar, uyarırlar |
likâe | mülâki olma, karşılaşma, ulaşma |
yevmi-kum | sizin gününüz |
hâzâ | bu |
kâlû | dediler |
şehid-nâ | biz şahit olduk |
alâ | üzerine, ...’e |
enfusi-nâ | nefslerimiz, kendi nefslerimiz |
ve garrat-hum | ve onları aldattı |
el hayâtu ed dunyâ | dünya hayatı |
ve şehidû | ve şahit oldular |
alâ | üzerine, ...’e |
enfusi-him | kendi nefsleri, kendileri |
enne-hum | onların ... olduklarına, kendilerinin ...olduğuna |
kânû | oldular |
kâfirîne | kâfirler |
Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi? “Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.
EN'ÂM SURESİ 130. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Allah sözlerine şöyle devam edecek: “Ey insanlar ve cinler topluluğu! İçinizden mesajlarımı size ileten ve bu hesap gününün geleceği konusunda sizi uyaran, peygamberler gelmedi mi?” Onlar: “Biz kendi aleyhimize şahitlik yaparız” diyecekler. Zira bu dünya hayatı onları aldattı da, böylece onlar, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas ettiklerine dair kendi aleyhlerinde şahitlik yapacaklardır.
Abdullah Parlıyan