Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


فَإِن كَذَّبُوكَ فَقُل رَّبُّكُمْ ذُو رَحْمَةٍ وَاسِعَةٍ وَلاَ يُرَدُّ بَأْسُهُ عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ ﴿١٤٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe in kezzebû-ke fe kul rabbu-kum zû rahmetin vâsi'atin ve lâ yureddu be'su-hu an el kavmi el mucrimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe in artık, bundan sonra eğer
kezzebû-ke seni yalanladılar
fe kul o zaman de
rabbu-kum sizin Rabbiniz
zû rahmetin rahmet sahibi
vâsi'atin geniş
ve lâ yureddu ve geri çevrilemez
be'su-hu onun azabı
an el kavmi kavminden
el mucrimîne mücrimler, suçlular

Artık seni yalanlarlarsa, o zaman de ki: “Sizin Rabbiniz geniş bir rahmetin sahibidir ve O’nun azabı, mücrimler (suçlular) kavminden geri çevrilemez.”

EN'ÂM SURESİ 147. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

İmdi seni tekzîp ederlerse de ki: «Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Fakat onun ikâbı da günahkâr olan bir gürûhtan reddedilemez.»

Ömer Nasuhi Bilmen