EN'ÂM SURESİ 148. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
سَيَقُولُ الَّذِينَ أَشْرَكُواْ لَوْ شَاء اللّهُ مَا أَشْرَكْنَا وَلاَ آبَاؤُنَا وَلاَ حَرَّمْنَا مِن شَيْءٍ كَذَلِكَ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم حَتَّى ذَاقُواْ بَأْسَنَا قُلْ هَلْ عِندَكُم مِّنْ عِلْمٍ فَتُخْرِجُوهُ لَنَا إِن تَتَّبِعُونَ إِلاَّ الظَّنَّ وَإِنْ أَنتُمْ إَلاَّ تَخْرُصُونَ ﴿١٤٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
se yekûlu | söyleyecekler |
ellezîne eşrakû | şirk koşanlar |
lev şâe allâhu | eğer Allah dileseydi |
mâ eşraknâ | biz şirk koşmazdık |
ve lâ âbâu-nâ | ve babalarımız da yapmazdı |
ve lâ harramnâ | ve haram kılmazdık |
min şey'in | bir şeyi |
kezâlike | böyle, işte böyle |
kezzebe | yalanladı |
ellezîne min kabli-him | onlardan öncekiler |
hattâ | oluncaya kadar |
zâkû | tattılar |
be'se-nâ | azabımız |
kul hel | var mı de |
inde-kum | sizin yanınızda |
min ilmin | ilimden bir şey, bir bilgi |
fe tuhricû-hu lenâ | öyleyse onu bize çıkarın |
in (... illâ) | eğer olursa, ancak, sadece |
tettebiûne | tâbî oluyorsunuz |
(in ...) illâ ez zanne | eğer olursa, ancak, sadece zanna |
ve in (... illâ) | ve eğer olursa, ancak, sadece |
entum | siz |
(in ...) illâ | eğer olursa, ancak, sadece |
tahrusûne | yalan söylüyorsunuz (tahminde bulunuyorsunuz) |
Şirk koşanlar şöyle söyleyecekler: “Şâyet Allah dileseydi, biz ve babalarımız şirk koşmazdık ve hiçbir şeyi haram etmezdik.” Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar. De ki: “Sizin yanınızda ilimden bir şey var mı? Öyleyse (varsa) onu bize çıkarın. Siz ancak zanna tâbî oluyorsunuz. Ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
EN'ÂM SURESİ 148. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz (putlara taparak) ortak koşardık, ne de babalarımız ortak koşardı. Ve ne de bir şeyi haram kılardık. Onlardan öncekiler de böyle yalanladılar (veya böyle yalan söylediler), sonunda kahredici azabımızı tattılar. De ki: (Bunu belgeleyecek) yanınızda ilimden bize çıkaracağınız bir şey varmı ? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz ancak (delilsiz, bilgisiz, yalan yanlış) atıp tutuyorsunuz.
Celal Yıldırım