EN'ÂM SURESİ 149. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
قُلْ فَلِلّهِ الْحُجَّةُ الْبَالِغَةُ فَلَوْ شَاء لَهَدَاكُمْ أَجْمَعِينَ ﴿١٤٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kul
fe li allâhi
el huccetu
el bâligatu
fe
lev şâe
le hedâ-kum
ecmaîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de |
fe li allâhi | artık Allah'ın |
el huccetu | delil |
el bâligatu | en üstün, en kuvvetli, kesin olan |
fe | artık, öyleyse |
lev şâe | eğer o dileseydi |
le hedâ-kum | elbette sizi hidayete erdirirdi |
ecmaîne | hepsi, topluca (hepiniz) |
De ki: “Artık en kuvvetli delil, Allah’ındır. Öyleyse eğer O (Allah) dileseydi, elbette sizin hepinizi hidayete erdirirdi.”
EN'ÂM SURESİ 149. Ayeti Celal Yıldırım Meali
De ki: En kesin ve üstün delil Allah'ındır; dileseydi hepinizi doğru yola eriştirirdi, (ama öyle bir kanun koymadı, size akıl ve yetenek verip doğru ve eğri yolu göstererek sizi serbest bıraktı).
Celal Yıldırım