EN'ÂM SURESİ 150. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
قُلْ هَلُمَّ شُهَدَاءكُمُ الَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ اللّهَ حَرَّمَ هَذَا فَإِن شَهِدُواْ فَلاَ تَشْهَدْ مَعَهُمْ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاء الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَالَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ وَهُم بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ ﴿١٥٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de |
helumme | getirin |
şuhedâe-kum ellezîne | şahitleriniz ki onlar |
yeşhedûne | şahitlik ederler |
ennallâhe (enne allâhe) | Allah'ın ... yaptığına |
harrame | haram kıldı |
hâzâ | bunu |
fe in | eğer hâlâ, şayet artık |
şehidû | şahitlik ettiler |
fe lâ teşhed | o zaman, o taktirde sen şahitlik etme |
mea-hum | onlarla beraber |
ve lâ tettebi' | ve tâbî olma, uyma |
ehvâ | hevesler |
ellezîne kezzebû | yalanlayan kimseler |
bi âyâti-nâ | âyetlerimizi |
ve ellezîne | ve onlar |
lâ yu'minûne | inanmazlar, îmân etmezler |
bi el âhirati | ahirete |
ve hum | ve onlar |
bi rabbi-him | Rab'lerine |
ya'dilûne | ortak koşuyorlar, putları ona adil, eşit, eş tutuyorlar |
“Allah’ın bunu haram kıldığına şahitlik eden şahitlerinizi getirin.” de. Artık şâyet onlar şahitlik ederlerse, onlarla beraber sen şahitlik etme. Ahirete inanmayan ve âyetlerimizi yalanlayan kimselerin heveslerine tâbî olma. Ve onlar, Rab’lerine eş tutuyorlar (ortak koşuyorlar).
EN'ÂM SURESİ 150. Ayeti Harun Yıldırım Meali
De ki: “Allah bunu haram kıldı diye şahitlik edecek şahitlerinizi getirin.” Eğer onlar şahitlik ederlerse sen onlarla birlikte şahitlik etme. Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete iman etmeyenlerin arzularına uyma ki onlar Rablerine eş tutmaktadırlar.
Harun Yıldırım