EN'ÂM SURESİ 152. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُواْ الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ لاَ نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا وَإِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُواْ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَى وَبِعَهْدِ اللّهِ أَوْفُواْ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ﴿١٥٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lâ takrabû | ve yaklaşmayın |
mâle | mal |
el yetîmi | yetim |
illâ | dışında, ...'den başka |
bi elletî | ki ona |
hiye | o |
ahsenu | en güzel |
hattâ | oluncaya kadar |
yebluga | erişir, yetişir, gelir |
eşudde-hu | onun en kuvvetli çağı, erginlik çağı |
ve evfû | ve vefa edin, ifa edin, yerine getirin |
el keyle | ölçü, ölçek |
ve el mîzâne | ve tartı, terazi, mizan |
bi el kıstı | adaletle |
lâ nukellifu | biz sorumlu tutmayız |
nefsen | bir nefs, kişi, kimse |
illâ | dışında, ...'den başka |
vus'a-hâ | onun gücü, kapasitesi |
ve izâ | ve olduğu zaman |
kultum | siz (söz) söylediniz |
fa'dilû (fe ı'dilû) | artık adaletli olun |
ve lev kâne | ve olsa bile |
zâ kurbâ | yakınlık sahibi, akraba, yakınınız |
ve bi ahdi allâhi | ve Allah'ın ahdi |
evfû | vefa edin, ifa edin, yerine getirin |
zâlikum | işte böyle |
vassâ-kum | size vasiyet etti, emretti, farz kıldı |
bi-hi | onunla, onu |
lealle-kum | umulur ki böylece siz, böylece siz ... diye |
tezekkerûne | siz tezekkür edersiniz |
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.
EN'ÂM SURESİ 152. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Bir de yetim malına —rüşde erinceye kadar— en iyi ve en uygun tarzın dışında yaklaşmayın; ölçüyü tartıyı tam ve doğru ölçün tartın. Hiç kimseye güç getiremiyeceğiyle teklifte bulunmayız. Söz söylediğiniz zaman —yakınınız bile olsa— ancak adaleti gözetin. Allah'ın ahdini (farz ve vâcib kıldığı hususları ve O'na karşı verdiğiniz sözü) yerine getirin. İşte Allah, bunları size emreder; ola ki düşünür de öğüt alırsınız.
Celal Yıldırım