Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَإِن كَانَ كَبُرَ عَلَيْكَ إِعْرَاضُهُمْ فَإِنِ اسْتَطَعْتَ أَن تَبْتَغِيَ نَفَقًا فِي الأَرْضِ أَوْ سُلَّمًا فِي السَّمَاء فَتَأْتِيَهُم بِآيَةٍ وَلَوْ شَاء اللّهُ لَجَمَعَهُمْ عَلَى الْهُدَى فَلاَ تَكُونَنَّ مِنَ الْجَاهِلِينَ ﴿٣٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve in kâne kebure aleyke i'râdu-hum fe inisteta'te en tebtegıye nefekan fî el ardı ev sullemen fî es semâi fe te'tiye-hum bi âyetin ve lev şâe allâhu le cemea-hum alâ el hudâ fe lâ tekûnenne min el câhilîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve in kâne ve eğer, şayet oldu ise, olursa
kebure zor, ağır geldi
aleyke sana
i'râdu-hum onların yüz çevirmeleri
fe inisteta'te o taktirde gücün yeterse
en tebtegıye istemeye, aramaya
nefekan bir tünel
fî el ardı yerin içine
ev sullemen veya bir merdiven
fî es semâi semâya, gökyüzüne
fe te'tiye-hum bi böylece, o zaman onlara getir
âyetin bir âyet, mucize
ve lev şâe ve eğer, şâyet dilerse, dileseydi
allâhu Allah
le cemea-hum elbette onları toplar
alâ el hudâ hidayet üzere
fe lâ tekûnenne artık sakın olma
min el câhilîne cahillerden

Onların yüz çevirmeleri, sana zor gelirse o zaman, gücün yeterse yerin dibine bir tünel açılmasını veya semaya bir merdiven kurulmasını iste. Böylece onlara bir âyet (mucize) getir. Allah dileseydi, elbette hepsini hidayet üzerinde toplardı. Artık sakın cahillerden olma!

EN'ÂM SURESİ 35. Ayeti Şaban Piriş Meali

Eğer, onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, yerde bir delik veya gökte bir merdiven bulmaya gücün yeterse onlara bir mucize gösterirsin. Allah dileseydi, onları hidayet üzerinde toplardı. Öyleyse, cahillerden olma!

Şaban Piriş