Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَإِذَا جَاءكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِنَا فَقُلْ سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَن عَمِلَ مِنكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِن بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٥٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ câe-ke ellezîne yu'minûne bi âyâti-nâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbu-kum alâ nefsi-hi er rahmete enne-hu men amile min-kum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba'di-hî ve asleha fe enne-hu gafûrun rahîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ ve olduğu zaman
câe-ke sana geldi
ellezîne yu'minûne îmân eden kimseler
bi âyâti-nâ âyetlerimize
fe kul o zaman söyle
selâmun aleykum selâm üzerinize olsun
ketebe yazdı
rabbu-kum sizin Rabbiniz
alâ nefsi-hi kendi üzerine
er rahmete rahmet
enne-hu muhakkak ki O, öyle ki
men amile kim yapar
min-kum sizden
sûen bir kötülük
bi cehâletin cahillikle
summe sonra
tâbe tövbe etti (mürşidin önünde)
min ba'di-hî ondan sonra
ve asleha ve ıslâh oldu
fe enne-hu o taktirde, muhakkak ki o
gafûrun gafur, mağfiret eden
rahîmun rahîm, rahmet nurunu gönderen

Âyetlerimize inanan kimseler sana geldiği zaman, onlara şöyle de: “Selâm üzerinize olsun. Rabbiniz, kendi üzerine "rahmeti" yazdı. Öyle ki; sizden, kim cahillikle bir kötülük yapar, sonra onu yaptıktan sonra tövbe eder (mürşidin önünde) ve ıslâh olursa (nefs tezkiyesi yaparsa), o taktirde muhakkak ki O (Allah), Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm'dir (rahmet nurunu gönderendir).”

EN'ÂM SURESİ 54. Ayeti Ömer Öngüt Meali

Âyetlerimize inananlar sana geldiklerinde onlara de ki: “Üzerinize selâm olsun!” Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip de kendini düzeltirse, şüphesiz ki Allah bağışlar ve merhamet eder.

Ömer Öngüt