Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَعِندَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لاَ يَعْلَمُهَا إِلاَّ هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَا تَسْقُطُ مِن وَرَقَةٍ إِلاَّ يَعْلَمُهَا وَلاَ حَبَّةٍ فِي ظُلُمَاتِ الأَرْضِ وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ ﴿٥٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve inde-hu mefâtihu el gaybi lâ ya'lemu-hâ illâ huve ve ya'lemu mâ fî el berri ve el bahri ve mâ teskutu min varakatin illâ ya'lemu-hâ ve lâ habbetin fî zulumâti el ardı ve lâ ratbin ve lâ yâbisin illâ fî kitâbin mubînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve inde-hu ve onun yanında
mefâtihu anahtarlar
el gaybi gayb, bilinmeyen
lâ ya'lemu-hâ onu bilmez
illâ huve ondan başka
ve ya'lemu ve o bilir
mâ fî var olan şey
el berri ve el bahri kara ve deniz
ve mâ teskutu ve düşmez
min varakatin bir yaprak(tan), bir yaprak
illâ hariç, dışında, ancak, ... olmaksızın
ya'lemu-hâ onu bilir
ve lâ habbetin ve bir tane, bir habbe yoktur
fî zulumâti karanlıklar içinde
el ardı arz, yeryüzü
ve lâ ratbin ve yaş, nemli, rutubetli (bir şey) yoktur
ve lâ yâbisin ve kuru (bir şey) yoktur
illâ fî içinde olmasın, bulunmasın
kitâbin mubînin Kitab-ı Mübîn, açıklanmış kitap, herşeyin yazılı olduğu kitap

Ve gaybın anahtarları, O'nun yanındadır. Onu O’ndan başkası bilmez. Ve denizde ve karada ne varsa bilir. O bilmeksizin, bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içinde hiçbir yaş ve kuru bir dane yoktur ki, “Kitab-ı Mübîn”de bulunmasın.

EN'ÂM SURESİ 59. Ayeti Bekir Sadak Meali

Gaybin anahtarlari O'nun katindadir, onlari ancak O bilir. Karada ve denizde olani bilir. Dusen yapragi, yerin karanliklarinda olan taneyi, yasi kuruyu ki apacik Kitap'tadir ancak O bilir.

Bekir Sadak