EN'ÂM SURESİ 59. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
وَعِندَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لاَ يَعْلَمُهَا إِلاَّ هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَا تَسْقُطُ مِن وَرَقَةٍ إِلاَّ يَعْلَمُهَا وَلاَ حَبَّةٍ فِي ظُلُمَاتِ الأَرْضِ وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ ﴿٥٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve inde-hu | ve onun yanında |
mefâtihu | anahtarlar |
el gaybi | gayb, bilinmeyen |
lâ ya'lemu-hâ | onu bilmez |
illâ huve | ondan başka |
ve ya'lemu | ve o bilir |
mâ fî | var olan şey |
el berri ve el bahri | kara ve deniz |
ve mâ teskutu | ve düşmez |
min varakatin | bir yaprak(tan), bir yaprak |
illâ | hariç, dışında, ancak, ... olmaksızın |
ya'lemu-hâ | onu bilir |
ve lâ habbetin | ve bir tane, bir habbe yoktur |
fî zulumâti | karanlıklar içinde |
el ardı | arz, yeryüzü |
ve lâ ratbin | ve yaş, nemli, rutubetli (bir şey) yoktur |
ve lâ yâbisin | ve kuru (bir şey) yoktur |
illâ fî | içinde olmasın, bulunmasın |
kitâbin mubînin | Kitab-ı Mübîn, açıklanmış kitap, herşeyin yazılı olduğu kitap |
Ve gaybın anahtarları, O'nun yanındadır. Onu O’ndan başkası bilmez. Ve denizde ve karada ne varsa bilir. O bilmeksizin, bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içinde hiçbir yaş ve kuru bir dane yoktur ki, “Kitab-ı Mübîn”de bulunmasın.
EN'ÂM SURESİ 59. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Gayb'ın (görünmez bilginin) anahtarları, O'nun yanındadır, onları O'ndan başkası bilmez. (O) karada ve denizde olan herşeyi bilir. Düşen bir yaprak, ki mutlaka onu bilir, yerin karanlıkları içinde gömülen dâne, yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir Kitapta olmasın.
Süleyman Ateş