EN'ÂM SURESİ 70. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
وَذَرِ الَّذِينَ اتَّخَذُواْ دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَذَكِّرْ بِهِ أَن تُبْسَلَ نَفْسٌ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ اللّهِ وَلِيٌّ وَلاَ شَفِيعٌ وَإِن تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لاَّ يُؤْخَذْ مِنْهَا أُوْلَئِكَ الَّذِينَ أُبْسِلُواْ بِمَا كَسَبُواْ لَهُمْ شَرَابٌ مِّنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُواْ يَكْفُرُونَ ﴿٧٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve zeri | ve bırak, terket |
ellezîne | o kimseler |
ittehazû | edindiler |
dîne-hum | onların dini, kendilerinin dini, kendi dinleri |
leiben | oyun |
ve lehven | ve eğlence |
garrat-hum | onları aldattı |
el hayâtu | hayat |
ed dunyâ | dünya |
ve zekkir | ve hatırlat |
bi-hi | onunla |
en tubsele | helâk olmak (olması) |
nefsun | nefs |
bi mâ | sebebiyle, dolayısıyla |
kesebet | kazandı |
leyse lehâ | onun yoktur |
min dûni allâhi | Allah'tan başka |
veliyyun | bir veli, bir dost |
ve lâ şefîun | ve bir şefaatçi yoktur |
ve in | ve eğer, ise, olsa |
ta'dil | adaletle öder, fidye verir |
kulle adlin | bütün (adalet için verilen) fidyeler (fidyelerin hepsi) |
lâ yu'haz | alınmaz |
min-hâ | ondan |
ulâike | işte onlar |
ellezîne | o kimseler, onlar |
ubsilû | helâk oldular |
bi mâ | dolayı |
kesebû | kazandılar |
lehum | onlar için vardır |
şarâbun | içecek (içilen şey) |
min hamîmin | kaynar sudan |
ve azâbun elîmun | ve (elîm) acı azap |
bi mâ | ...'den dolayı |
kânû | oldular |
yekfurûne | inkâr ediyorlar |
Kendilerinin dînini bir oyun ve bir eğlence edinenleri bırak. Ve onları dünya hayatı aldattı. Ve de kazandıklarından (kazandıkları nâkıs derecelerden) dolayı nefsin helâk olacağını, onunla hatırlat. Onun için Allah’tan başka bir dost ve bir şefaatçi yoktur. O, bütün fidyeleri verse de ondan alınmaz (kabul edilmez). İşte onlar kazandıklarından dolayı helâk olmuş kimselerdir. İnkâr etmiş oldukları şeylerden dolayı, onlar için kaynar sudan bir içecek ve elîm bir azap vardır.
EN'ÂM SURESİ 70. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Bu dünya hayatının rahatına dalarak, eğlenceyi ve geçici zevkleri din haline getiren kimseleri, kendi hallerine bırak; ama bu durumda onlara hatırlat ki, ahirette her insan yaptığı yanlışlardan ve haksızlıklardan dolayı, mutlaka rehin tutulacak ve kendisini ne Allah'a karşı koruyacak, ne de kayırıp kollayacak bir kimse bulacaktır. Kendisi için bütün fidyeleri vermeye gayret etse bile, bu kendisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte yaptıkları yanlışlardan dolayı, rehin tutulacak olanlar bu gibi insanlardır. Onlar için Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmelerine karşılık, kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır.
Abdullah Parlıyan