Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


إِنِّي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا وَمَا أَنَاْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ﴿٧٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

innî veccehtu vechiye li ellezî fatara es semâvâti ve el arda hanîfen ve mâ ene min el muşrikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
innî muhakkak ki ben
veccehtu döndüm, döndürdüm
vechiye yüzümü
li ellezî ki ona
fatara es semâvâti semâları, gökleri yarattı
ve el arda ve arz, yeryüzü
hanîfen hanif olarak (tek Allah'a inanan olarak)
ve mâ ene ve ben değilim
min el muşrikîne müşriklerden

Muhakkak ki ben, hanif olarak yüzümü, yeri ve semaları yaratan Allah’ın Zat’ına döndürdüm. Ve ben, müşriklerden değilim.

EN'ÂM SURESİ 79. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Şüphesiz ben sadece hak dine (tevhîde) boyun eğip yüzümü, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah’a çevirdim; ve ben, O’na ortak koşanlardan (müşriklerden) değilim.

Ali Fikri Yavuz