Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَتِلْكَ حُجَّتُنَا آتَيْنَاهَا إِبْرَاهِيمَ عَلَى قَوْمِهِ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَّن نَّشَاء إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ ﴿٨٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve tilke huccetu-nâ âteynâ-hâ ibrâhîme alâ kavmi-hî nerfeu deracâtin men neşâu inne rabbe-ke hakîmun alîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve tilke ve işte bu, bunlar
huccetu-nâ bizim delilimiz, delillerimiz
âteynâ-hâ ona verdik
ibrâhîme İbrâhîm
alâ kavmi-hî onun kavmine karşı
nerfeu yükseltiriz, arttırırız
deracâtin dereceler
men neşâu dilediğimiz kimse(ler)
inne muhakkak ki
rabbe-ke senin Rabbin
hakîmun hakîm, hüküm ve hikmet sahibi
alîmun en iyi bilen

Ve işte bunlar, İbrâhîm’e, kavmine karşı verdiğimiz delillerimizdir. Dilediğimiz kimselerin derecelerini artırırız. Muhakkak ki; senin Rabbin hakîmdir (hükmün ve hikmetin sahibidir), alîmdir (en iyi bilendir).

EN'ÂM SURESİ 83. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

İşte bu (yıldızların batışında Allah’ın birliğine yapılan istidlâller), bizim hüccetimizdir ki, onları kavmine karşı İbrahime verdik. Biz dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz. Muhakkak ki Rabbin tam hikmet sahibidir, (her şeyi) kemâliyle bilendir.

Ali Fikri Yavuz