EN'ÂM SURESİ 84. Ayeti Ali Bulaç Meali
Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.
وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ كُلاًّ هَدَيْنَا وَنُوحًا هَدَيْنَا مِن قَبْلُ وَمِن ذُرِّيَّتِهِ دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ وَأَيُّوبَ وَيُوسُفَ وَمُوسَى وَهَارُونَ وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ ﴿٨٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve vehebnâ | ve biz hibe ettik (ihsanda bulunduk) bağışladık |
lehu | ona |
ishâka | İshak (A.S) |
ve ya'kûbe | ve Yâkub (A.S) |
kullen | hepsi |
hedeynâ | hidayete erdirdik |
ve nûhan | ve Nuh (A.S) |
hedeynâ | biz hidayete erdirdik |
min kablu | önceden |
ve min zurriyyeti-hi | ve onun soyundan, zürriyetinden |
dâvude | Davud (A.S) |
ve suleymâne | ve Süleyman (A.S) |
ve eyyûbe | ve Eyyub (A.S) |
ve yûsufe | ve Yusuf (A.S) |
ve mûsâ | ve Mûsâ (A.S) |
ve hârûn | ve Hârun (A.S) |
ve kezâlike | ve işte böylece |
neczî el muhsinîne | muhsinleri mükâfatlandırırız |
Ve ona İshak (A.S) ve Yâkub (A.S)’ı bağışladık. Hepsini hidayete erdirdik. Ve daha önce Nuh (A.S)’ı hidayete erdirdik ve onun zürriyetinden Davud (A.S), Süleyman (A.S) , Eyyub (A.S), Yusuf (A.S), Musa(A.S) ve Harun (A.S)’ı da hidayete erdirdik. Ve işte böylece, muhsinleri mükâfatlandırırız.
EN'ÂM SURESİ 84. Ayeti Ali Bulaç Meali
Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
Ali Bulaç