Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ كُلاًّ هَدَيْنَا وَنُوحًا هَدَيْنَا مِن قَبْلُ وَمِن ذُرِّيَّتِهِ دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ وَأَيُّوبَ وَيُوسُفَ وَمُوسَى وَهَارُونَ وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ ﴿٨٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve vehebnâ lehu ishâka ve ya'kûbe kullen hedeynâ ve nûhan hedeynâ min kablu ve min zurriyyeti-hi dâvude ve suleymâne ve eyyûbe ve yûsufe ve mûsâ ve hârûn ve kezâlike neczî el muhsinîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve vehebnâ ve biz hibe ettik (ihsanda bulunduk) bağışladık
lehu ona
ishâka İshak (A.S)
ve ya'kûbe ve Yâkub (A.S)
kullen hepsi
hedeynâ hidayete erdirdik
ve nûhan ve Nuh (A.S)
hedeynâ biz hidayete erdirdik
min kablu önceden
ve min zurriyyeti-hi ve onun soyundan, zürriyetinden
dâvude Davud (A.S)
ve suleymâne ve Süleyman (A.S)
ve eyyûbe ve Eyyub (A.S)
ve yûsufe ve Yusuf (A.S)
ve mûsâ ve Mûsâ (A.S)
ve hârûn ve Hârun (A.S)
ve kezâlike ve işte böylece
neczî el muhsinîne muhsinleri mükâfatlandırırız

Ve ona İshak (A.S) ve Yâkub (A.S)’ı bağışladık. Hepsini hidayete erdirdik. Ve daha önce Nuh (A.S)’ı hidayete erdirdik ve onun zürriyetinden Davud (A.S), Süleyman (A.S) , Eyyub (A.S), Yusuf (A.S), Musa(A.S) ve Harun (A.S)’ı da hidayete erdirdik. Ve işte böylece, muhsinleri mükâfatlandırırız.

EN'ÂM SURESİ 84. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali

Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.

Tefhim-ul Kuran