Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


فَالِقُ الإِصْبَاحِ وَجَعَلَ اللَّيْلَ سَكَنًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ حُسْبَانًا ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ ﴿٩٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fâliku el ısbâhı ve ceale el leyle sekenen ve eş şemse ve el kamere husbânen zâlike takdîru el azîzi el alîmi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fâliku el ısbâhı sabahı yarıp çıkaran
ve ceale el leyle ve geceyi kıldı (yaptı)
sekenen bir sukûn (dinlenme) vakti
ve eş şemse ve güneş
ve el kamere ve ay
husbânen bir ölçü olarak, hesaplama ünitesi, hesap vasıtası
zâlike işte bu
takdîru takdiri, hükmü
el azîzi azîz, üstün ve güçlü olan
el alîmi âlim, en iyi bilen

Sabahı (fecr vaktini) yarıp çıkarandır. Ve geceyi dinlenme (sukûn) vakti ve güneşi ve ayı (hareketlerini çok ince hesaplarla dizayn ederek) zamanı hesaplama ünitesi (hesap vasıtası) kıldı. İşte bu, azîz ve alîm olanın (Allah’ın) takdiridir.

EN'ÂM SURESİ 96. Ayeti Seyyid Kutub Meali

Sabahı açtıran O'dur. O geceyi dinlenme zamanı, güneş ile ayı zaman ölçme birimi yaptı. Bu, üstün iradeli ve her şeyi bilen Allah'ın düzenlemesidir.

Seyyid Kutub