ENBİYÂ SURESİ 103. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
لَا يَحْزُنُهُمُ الْفَزَعُ الْأَكْبَرُ وَتَتَلَقَّاهُمُ الْمَلَائِكَةُ هَذَا يَوْمُكُمُ الَّذِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ ﴿١٠٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
lâ yahzunu-hum
el feze
el ekberu
ve tetelakkâ-hum
el melâiketu
hâzâ
yevmu-kum
ellezî
kuntum
tûadûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lâ yahzunu-hum | onları mahzun etmez |
el feze | korku, dehşet |
el ekberu | en büyük |
ve tetelakkâ-hum | ve onları karşılarlar |
el melâiketu | melekler |
hâzâ | bu |
yevmu-kum | sizin gününüz |
ellezî | ki o |
kuntum | siz oldunuz |
tûadûne | vaat edildiniz, vaadolundunuz |
O en büyük dehşet (korku), onları mahzun etmez. Ve melekler, onları karşılar (ve derler ki): “Bu, sizin vaadolunduğunuz gününüzdür.”
ENBİYÂ SURESİ 103. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Kıyamet gününün meydana getireceği, o benzeri olmayan büyük korku bile, o mü'minleri kaygılandırmayacak. Çünkü melekler böyle kimseleri: “Size söz verilen mutlu gün, işte bu gündür!” sözleriyle karşılayacaklar.
Abdullah Parlıyan