Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


لَا يَحْزُنُهُمُ الْفَزَعُ الْأَكْبَرُ وَتَتَلَقَّاهُمُ الْمَلَائِكَةُ هَذَا يَوْمُكُمُ الَّذِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ ﴿١٠٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

lâ yahzunu-hum el feze el ekberu ve tetelakkâ-hum el melâiketu hâzâ yevmu-kum ellezî kuntum tûadûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lâ yahzunu-hum onları mahzun etmez
el feze korku, dehşet
el ekberu en büyük
ve tetelakkâ-hum ve onları karşılarlar
el melâiketu melekler
hâzâ bu
yevmu-kum sizin gününüz
ellezî ki o
kuntum siz oldunuz
tûadûne vaat edildiniz, vaadolundunuz

O en büyük dehşet (korku), onları mahzun etmez. Ve melekler, onları karşılar (ve derler ki): “Bu, sizin vaadolunduğunuz gününüzdür.”

ENBİYÂ SURESİ 103. Ayeti Ali Bulaç Meali

Onları, o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve: "İşte bu sizin gününüzdür, size va'dedilmişti" diye melekler onları karşılayacaklardır.

Ali Bulaç