ENBİYÂ SURESİ 109. Ayeti Ali Ünal Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
فَإِن تَوَلَّوْا فَقُلْ آذَنتُكُمْ عَلَى سَوَاء وَإِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ أَم بَعِيدٌ مَّا تُوعَدُونَ ﴿١٠٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe in
tevellev
fe kul
âzentu-kum
alâ sevâin
ve in edrî
e karîbun
em
baîdun
mâ
tûadûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe in | o zaman, bundan sonra eğer, ... olsa |
tevellev | dönerler |
fe kul | o zaman de ki |
âzentu-kum | size ilân ettim, bildirdim |
alâ sevâin | eşitlik üzere, eşit olarak |
ve in edrî | ve eğer bilseydim (ki bilmiyorum) |
e karîbun | yakın mı |
em | yoksa, veya |
baîdun | uzak |
mâ | şey |
tûadûne | vaadolundunuz |
Bundan sonra dönerlerse, o zaman de ki: “Size müsavi olarak (herkese eşit şekilde), (Allah’ın emirlerini) bildirdim (ilân ettim). Vaadolunduğunuz şey (azap) uzak mı yoksa yakın mı (eğer) ben bilseydim (bilmiyorum).”
ENBİYÂ SURESİ 109. Ayeti Ali Ünal Meali
(Rasûlüm,) her şeye rağmen yine de yüz çevirirlerse de ki: “Aynı derecede hepinize bildirilmesi gerekeni bildirdim, yapılması gereken ikazı yaptım. Fakat kendisiyle tehdit edildiğiniz o helâk, (dünyada başınızda patlayacak cezalar ve Kıyamet Günü) yakın mıdır uzak mıdır, işte onu bilemem.
Ali Ünal